Borçlu vekilinin, şikayet dilekçesinde diğer şikayet sebepleri yanında, müşterek çocuğun takip tarihi itibariyle 18 yaşını doldurduğundan bahisle devam edecek aylara ilişkin iştirak nafakası talebinde bulunulamayacağı iddiasında da bulunduğu görüldüğünden, anılan şikayet hakkında mahkemece inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu-
İmar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin takibe konu ilamın karar tarihi 04.11.2010 olup 5999 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesi ve 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesindeki düzenlemelerde yalnızca kamulaştırma ve elatmadan kaynaklanan tazminat alacakları haciz yasağı kapsamında bulunduğundan, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen ilamlardan kaynaklı takiplerde borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu-
Borçlunun, ödeme emrine muttali olduğu tarihten itibaren 7 günlük süreden sonra şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu-
5411 s. Bankacılık Kanunu’nun 138/4. ("Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde, borçlular tarafından yapılan itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz.") maddesindeki istisna düzenlemeden, anılan Kanunun 143. maddesinde belirtilen varlık yönetim şirketleri yararlanamayacağı-
Takip dayanağı ipoteğin, limit ipoteği olup ilam niteliği taşımadığından ilamlı takip yapılamayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği yönündeki başvurunun ilama aykırılık niteliğinde şikayet olup süreye tabi olmadığı-
Hükmün içeriğinin aynen infazı zorunlu olup, icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmının yorum yolu ile genişletilemeyeceği- Yabancı para borcunun faizinde, 3095 s. K. mad. 4/a gereğince, Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizin esas alınması gerektiği- Takip konusu ilamda açıkça Merkez Bankası'nca bu yabancı para alacağına uygulanan faizin uygulanmasına karar verilmişse de, ancak Merkez Bankası'nın da bizzat mevduat kabulü söz konusu olmayıp, böylece yabancı para alacağına uyguladığı bir faiz oranı bulunmadığından, hükmün aynen infazı ilkesi gereği, ilamın faiz yönünden infazının kabil olmadığının kabulü gerekeceğinden, bu durumda icra takibinin, yabancı para alacağının faizine ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği-
Aynı alacak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla birden fazla takip yapılması mümkün olduğu, icra takiplerinden birinde alacağın tahsil edilmesi halinde, diğer takip dosyası da infaz edilmiş olacağından, tahsil harcının yalnızca tahsilat yapılan takip dosyasından ve bir defa alınacağı-
"Tahsis ücreti" adı altında yapılan kesintinin tüketici hakem heyeti kararı gereğince iadesine karar verilmesi üzerince, tüketicinin başatmış olduğu "ilamsız" icra takibin itiraz edilmesi halinde, bu itirazın iptaline yönelik açılan davanın "tüketici mahkemesinde" görülmesi gerektiği-
Şikayetçiye tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesinin Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşıldığından, şikayetçinin haciz ihbarnamesi tebliğlerinden en geç bu tarihte haberdar olmuş sayılacağı ve bu durumda icra mahkemesine yapılan başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, mahkemece " haciz ihbarnemelerinin iptali" istemiyle yapıla başvurunun süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-