Borç muhtırasına yönelik ilama aykırılık şikayeti niteliğindeki başvurunun, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-
Usulsüz yapılan her tebliğin mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacağı- “Tebliğ işleminin usulsüzlüğü” iddiasının yasal dayanağının İİK.nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten 7 gün içinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, ödeme emrinin tebliğine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, asile yapılan tebligat yok hükmünde olup iptali gerekmekte ise de HMK'nın 26. maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak sonuca gidilmeli ve ödeme emri tebliğ tarihinin şikayet dilekçesinde belirtilen tarih olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Satış bedelinin tüm icra masraflarının değil, ‘paraya çevirme ve paylaştırma masraflarının’ geçmesinin yeterli olduğu; satış talebi ile ihale talebi arasındaki yeddiemin ücretinin, menkulün paraya çevirme giderlerine dair olduğu bu nedenle arttırma bedelinin hesaplanmasında dikkate alınması gerekeceği-
İcra takibine dayanak ilamın katkı payı alacağına ilişkin olması halinde, İİK. mad. 82/son gereğince, alacağın konusu evin bizzat bedelinden kaynaklandığından meskeniyet iddiasının dinlenilemeyeceği-
Bononun geçerli olması için “düzenlenme yeri”nin yazılı olması gerektiği; düzenlenme yeri gösterilmeyen bir bononun düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı, bu yerin bir “idari birim” adı olarak (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması gerekli ve yeterli olup “adres” gösterilmesinin zorunlu olmadığı-
Üçüncü kişiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesinde yazılı olan miktarın ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinde arttırılamayacağı – Üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu, yasanın emredici kurallarına aykırılıktan kaynaklanan şikayet niteliğinde olduğundan bu şikayetin “ bir hakkın yerine getirilmemesi” ile ilgili olması nedeniyle süreye tabi olmadığı-
İİK. mad 82/11 de yer alan “vücud veya sıhhat üzerine verilen zararlar için tazminat olarak zarar görenin kendisine veya ailesine ödenen paralar”ın haczedilemeyeceğine ilişkin şikayetin 7 günlük hak düşürücü süreye bağlı olduğu- Borçlunun bu haczi, icra dosyasında borca itiraz ettiği tarihte öğrenmiş sayılacağı-
İcra mahkemesinde yapılan temyiz incelemesine konu başvuru, icra müdürlüğünün, itirazın süresinde olmadığına ilişkin 17/06/2015 tarihli ret kararına ilişkin olup, bu karara ilişkin şikayetin İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yasal süresinde olduğu, ancak, şikayete konu işlem tarihinde icra mahkemesince tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde bir karar mevcut olmadığından, memurluk kararı yerinde olup, istemin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekeceği-
İlk satış talebi yasal süresinde yapıldığına ve satış talebinin geri alınması da söz konusu olmadığına göre, sonradan iki yıllık sürede satış istenmemiş olması sonuca etkili olmayıp, yasada belirtilen sürenin satış talebi için öngörülmüş olması karşısında; satışın aynı süre içerisinde yapılmamış olmasının, usulüne uygun satış talebini ortadan kaldırmadığı ve takibin İİK. mad. 150/e gereğince düşmesi sonucunu doğurmayacağı-