Şikâyet konusu ilâmsız icra takibi kesinleşmiş olup, borçlu vekilinin şikâyet dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde takibin iptali talebi bulunmadığından ve teminat alacakları için ilâmsız takip yapılabileceğinden ve bu husus kamu düzenine ilişkin olmayıp resen takibin iptaline karar verilemeyeceğinden, Bölge Adliye Mahkemesince şikâyet dilekçesi ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar dikkate alınarak bir karar verilmesi gerektiği-
Türk parası ile bir ipotek yapılıp, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takibe geçildiğinde, alacağın muayyenliği ilkesine göre ana paranın tür ve miktarı değiştirilemeyeceği, bu nedenle kredi sözleşmelerindeki yabancı para alacağı üzerinden borçluya tebliğ edilen hesap özetine dayanılarak aktin muayyenlik ilkesi gözetilmeksizin icra emri tebliği ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, her zaman ileri sürülebileceği- Davacıların şikayetinin kabulü ile ipoteğin bölünmezliği ilkesi de dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi; icra dairesi dahi tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece kendiliğinden tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu dikkate alamaz ise de; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinin birinci fıkrası tebligatın elektronik yolla yapılmasını zorunlu kıldığından posta yolu ile yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu, borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanma imkanının da bulunmadığı, bu durumda icra müdürlüğünce borçluya yöntemince tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığı değerlendirilerek itirazın süresinde yapıldığı gerekçesi ile takibin durdurulmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- İcra mahkemesince memur işlemi şikayetinin incelenmesi sonucunda, usul ve yasaya uygun olmadığı değerlendirilen memur işleminin iptaline, işlemin usul ve yasaya uygun olduğuna kanaat getirilirse şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği nazara alındığında, İlk Derece Mahkemesince ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz ya da yok hükmünde olduğu denetlenip değerlendirilmeksizin takibin devamına karar verilmesinin doğru olmadığı-
"İcra emri tebliğ edildiğinden alacaklı tarafından takipten feragat edilmesi halinde harç alınması gerekmekte olup icra müdürlüğünün harçsız vazgeçme talebinin reddi kararının yerinde olduğu" gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, iş bu karar dolayısıyla da takip ayakta olup, ilk icra dosyasının kapatılmadığı, mevcut durumda her iki takip derdest olmakla, ikinci takibin "tahsilde tekerrür etmeme kaydıyla" başlatılmasının da sonuca etkili olmadığı-
Takip talebinde ve ödeme emrinde alacak sebebi olarak ............. de meydana gelen yangın ve işlemiş faiz miktarı gösterildiğinin, bu şekilde İİK.'nun 58/3. maddesinin aradığı faizin işlemeye başladığı gün ve faiz miktarı gösterilmesi şartının karşılandığının, işlemiş faizin fahiş olup olmadığı hususunun takip şekli itibari ile takibe itiraz konusu olduğunun, somut olayda da ............'de icra dosyasına takibe itiraz edildiğinin anlaşıldığı, somut olayda borçlunun istemi itiraz konusu olup şikayet konusu olmadığından İcra Mahkemesince şikayetin tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin ve BAM tarafından da istinafın esastan reddine karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulmuş geçerli bir haczin varlığı gerektiği- İİK'nın 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayetinin İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olduğu- Bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı-
Somut uyuşmazlığın incelenmesinde; borçlunun, aleyhine başlatılan adi kiraya ve hasılat kiralarına ait icra takibinin konusu olan alacak için daha önce.............. İcra Müdürlüğünün ............ Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin halen derdest olduğunu ileri sürdüklerinin görüldüğü, bu durumda, Dairemizin değişen içtihadı gereğince borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK’nın 16/2. maddesine dayalı şikayet niteliğinde olup, İlk Derece Mahkemesince istemin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, talebin itiraz olarak nitelendirilmesi ile yazılı şekilde sonuca gidilmesinin ve borçlunun istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddinin yerinde görülmemiş olduğu-
Dairemizde, asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekmekle birlikte İİK'nın 16/2. maddesi gereğince kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli, hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönünde uygulama yapılmakta iken İİK 150/ı maddesinde yapılması belirtilen tebligat ilamlı takipte takip şartı kabul edilip, usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu şikayetinin İİK 16/2 kapsamında süresiz olarak incelenmesi gerektiği kanaatine varılarak görüş değişikliğine gidildiği, o halde Bölge Adliye Mahkemesince, asıl borçlu ve ipotekli taşınmaz malikinin yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliğ edilmediğine ilişkin istinafının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Uyapta kayıtlı takip talebinde yabancı para alacağının TL karşılığı gösterilmediği gibi, harca esas değerinin de Türk Lirası olarak yazılı olmadığı anlaşıldığından takibin iptali gerektiği- Borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden takip talebindeki eksikliklerin giderildiği, ancak ödeme emrindeki eksikliklerin giderilmediği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekmekle birlikte İİK'nın 16/2. maddesi gereğince kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli; hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönünde uygulama yapılmakta iken, İİK 150/ı maddesi gereğince yapılması zorunlu tebligat ilamlı takipte takip şartı kabul edilip, usulsüz yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu şikayetinin İİK 16/2 kapsamında süresiz olarak incelenmesi gerektiği-