HGK. 07.07.2021 T. E: 2017/10-2391 , K: 963-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının dava tarihi olan 08.04.2014 tarihini takip eden aybaşı itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanamayacağı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 10. madde ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 103. madde 4. fıkrasındaki hükümlere dayanarak, geçmiş dönemlere ilişkin belge türü veya Kanun numarası hatalı seçilerek verilen aylık prim ve hizmet belgelerini düzelterek 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu geçici 10. maddesinde düzenlenen sigorta prim teşvikinden yararlanmak için yapılan başvurunun reddine ilişkin açılan Kurum işleminin iptali davasında davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna husumeti yöneltip yöneltemeyeceği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ihale konusu iş nedeniyle Kuruma yapılan bildirim ve prim ödemesi esnasında 5510 sayılı Kanunun 81/1-(ı) bendi kapsamında %5 puanlık prim teşvikinden yararlanamayan davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna husumeti yöneltip yöneltemeyeceği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Kuruma yapılan bildirim ve prim ödemesi esnasında 5510 sayılı Kanun’un 81/1-(ı) bendi kapsamında %5 puanlık prim teşvikinden yararlanan davacı şirketin primi süresinde ödemediği iddiasıyla teşvik indiriminin iptal edilmesi üzerine Kurum işleminin iptaline yönelik açtığı davada Sosyal Güvenlik Kurumuna husumeti yöneltip yöneltemeyeceği-
% 5 puanlık teşvik indiriminden yararlanma davasının, 5510 sayılı Kanun’un 81. maddesi gereğince iş mahkemesinde görülmesi gerektiği- Ancak taraf sıfatının dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olması sebebiyle, Yargıtay bozma kararına uyulmakla bozma kararı lehine olan davalı Kurum yararına, taraf sıfatı yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğundan, Kuruma husumet yöneltilemeyeceği- Görev yönünden ise Özel Dairece yapılan temyiz incelemesinde görev konusu da değerlendirildiğinden  göreve ilişkin olarak da usuli kazanılmış hakkın oluşacağı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının iptal edilen hizmetlerinin gerçek ve fiili çalışmaya dayalı olup olmadığı konusunda yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı-
Davacının ticaret sicil müdürlüğünden ilgili limited şirkette ortaklık kaydının olup olmadığı araştırılarak, uyuşmazlık konusu olan dönemle çakışan SSK'lı hizmet süreleri de dikkate alınarak, kendi nam ve hesabına çalışması olup olmadığı yönünde 1479 s. K.'nun 26. maddesinde düzenlenen, “sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz” kamusal yapısı gereği yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, varılacak sonuç uyarınca; 1479 s. K.'nun 24. ve 25'nci maddeleri kapsamında, yeniden değerlendirilerek davacının bu Kanun kapsamında "zorunlu sigortalı" olarak kabul edilmesi gereken dönemin, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirlenmesi, belirlenen tarihler arasında Bağ-Kur sigortalı kabul edilmesi, durumuna göre tam ve kısmi yaşlılık aylığı şartları tartışılmalı, yaşlılık aylığı şartlarını taşıması halinde prim borcunun ödenmesi de usulünce sağlanmak suretiyle ödemeyi takip eden aybaşı itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığı tarih belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı işçinin 10.03.1982-31.10.1985 tarihleri arasında aralıksız olarak davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkin dava- Dinlenen davacı tanığının, bordro tanığı olmakla birlikte tespiti istenen çalışma dönemlerinin tamamına ait dönem bordrolarında isminin bulunmadığı, ayrıca bildirilen çalışmalarının aralıksız olmadığı dikkate alındığında, sadece bu tanığın beyanı yeterli olmadığından, uyuşmazlık konusu dönemleri kapsayan bordrolarda kayıtlı tanıkların adreslerinin tespiti ile bilgilerine başvurulması; bordro tanıkları bulunamadığı ya da beyanları yeterli görülmediği takdirde komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri SGK, maliye, zabıta, meslek odası ve muhtarlık marifetiyle belirlenerek beyanlarının alınmasının gerektiği-
Müteveffanın baraj inşaatı işinden, işveren tarafından sağlanan servisle evine dönerken servis aracının arızalanması neticesinde araçtan indiği ve yanında bulunan iş arkadaşlarıyla para çekmek amacıyla ilçe merkezinde bulunan bankamatiğe kadar yürüme kararı verdikleri ve servisin arızalandığı noktadan uzaklaştıkları anda, trafik kazası yaşandığı konusunda şüphe bulunmadığı, bu durumda; sigortalının işverenin yeni servis göndereceğini bildirmesine rağmen kendi iradesiyle, işverenin hakimiyet alanı olarak kabul edilen servis noktasından ayrıldığı ve para çekmek amacıyla yürürken trafik kazasının yaşandığı hususları değerlendirildiğinde, yaşanan trafik kazasının iş kazası olarak kabul edilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, netice itibariyle; para çekmek amacıyla yolda yürüyen sigortalının yaşadığı kazanın işverenin organizasyon alanı içinde ve işin yürütümü ile ilgili olmadığı gibi, sigortalının yaptığı işle de bağdaşmadığı-