"Hisse devri işlemlerinin yokluk ve butlanla batıl olduğu" gerekçesi ile "genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün tespiti" ve "kar payı" talepleri- Aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların arabuluculuğa tabi olmaksızın görüleceği- Mahkemece tefrik kararı ile ayrılan şirket kar payına ilişkin alacak davasında, "dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğu" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" karar verilmişse de, davaların bir bütün olarak işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması ya da tefrik kararı verilen esas dosyanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği- "Alacak talebi zorunlu arabuluculuğa tabi iken, diğer talep yönünden mahkemede dava açılması zorunlu olduğu, davacının alacak talebi yönünden HMK 110 maddesindeki koşul gerçekleşmediğinden her iki talep için davaların yığılmasından söz edilemeyeceği, alacak davasının görüleceği zorunlu arabulucu ile, diğer talebin görüleceği Asliye Ticaret Mahkemesi HMK 166/1 maddesi anlamında "aynı düzey ve sıfatta hukuk mahkemesi" niteliğinde bulunmadıklarından davaların birleştirilmesi yolu ile birlikte görülmesinin de mümkün olmayacağı" karşı görüşünün kabul edilmediği-
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/A maddesi ile getirilen dava şartı arabuluculuk ile ilgili düzenlemenin ise 28.07.2020 tarihinden sonra açılan davalar hakkında uygulanması gerektiği-
İİK’nın 308/b. maddesinde düzenlenen çekişmeli alacaklarla ilgili davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olmadığı-
Arabuluculuk tutanağının geçersiz olduğunun tespitine ilişkin davanın dava dilekçesinde 'harca esas değer' gösterilse bile ıslah ile alacak davasına dönüşmeyeceği-
Tacir olmayan gerçek kişi davacıya ait araca davalı şirkete ait aracın dava dışı sürücüsünün kusurlu eylemi ile çaptığından bahisle araçtaki değer kaybı, ikame araç bedeli ve eksper masraflarından kaynaklanan maddi zararın dava konusu edildiği yani davanın haksız eyleme dayandığı ve TTK.'nin 4. maddesi içeriğinde belirtilen nitelikte bir ticari davadan söz edilemeyeceğinden ilk derece mahkemesince davanın ticari dava kabul edilerek zorunlu arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Arabuluculuk giderinin yargılama gideri olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yargılama giderlerinden sorumluluk başlıklı 326. maddesinin 1. fıkrasına göre yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınması gerektiği dikkate alındığında, davalı tarafın harçtan muaf olduğundan bahisle arabuluculuk masrafının yazılı şekilde hazine üzerinde bırakılmasının hatalı olduğu-
Arabuluculuk giderinin yargılama gideri olduğu ve giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınması gerektiği- İ.iye farkı talebi bakımından daha önce temerrüt gerçekleştiği ispat edilemediğinden dava ve ıslah tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerektiği-
Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden (örneğin iş sözleşmesinden) doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kesiminin dava edilmesi gerekeceği- Geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği-
Harçlar Kanunu'ndaki düzenleme kapsamında, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu esastan reddedilen davalı aleyhine nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesinde isabetsizlik yok ise de davalının esastan reddedilen istinaf başvurusunun İlk Derece Mahkemesince kabul edilen alacak miktarına yönelik olduğu ve dolayısıyla davalı aleyhine hükmedilecek nispi karar ve ilam harcına esas alınacak “anlaşmazlık konusu değerin” İlk Derece Mahkemesince hükmedilen alacak miktarı ile sınırlı olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken davalı aleyhine yazılı şekilde nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesinin hatalı olduğu- Geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda, toplantıya katılmayan taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği-
Yargılama giderlerinin içine harç katılarak harçtan muaf olan davalı Üniversiteye harç yükletilmesi, arabuluculuk başvurusu ve dolaysıyla Hazine tarafından karşılanan bir arabuluculuk gideri bulunmadığı halde davalı Üniversite aleyhine arabuluculuk ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-