Görevsizlik kararı üzerine görevli asliye ticaret mahkemesinde bakılan dava yeni bir dava olmayıp önceki davanın devamı niteliğinde olduğundan ve görevsiz asliye hukuk mahkemesinde açılan davadan önce arabuluculuğa başvurulmadığından davanın usulden reddi gerektiği- "Asliye hukuk mahkemesine verilen görevsizlik kararı üzerine, henüz dosya asliye ticaret mahkemesine gönderilmeden ve görevsizlik kararı kesinleşmeden dava şartı arabuluculuğun taraflarınca yerine getirildiğine" ilişkin istinaf/temyiz sebeplerinin yerinde olmadığı-
Davalı hastane ve doktorun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin uyuşmazlıkta; davacı tarafça asliye hukuk mahkemesine dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı ancak tüketici mahkemesine verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine arabuluculuk sürecinin başlatıldığı, eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan tüketici mahkemesinde esasa girilmeden önce arabuluculuk işleminin tamamlandığı böylece usul ekonomisi gözetildiğinde dava şartının yerine getirildiği-
Davalı şirkette foto muhabiri olarak çalışan davacının iş akdinin davalı şirket tarafından feshedildiği, davacının savunmasını 7 gün içinde vermesinin istendiği ancak süresinin dolması beklenmeden iş akdinin feshedildiği, davalı işverenlikçe düzenlenen bir fesih bildiriminin bulunmadığı, fesih bildiriminin işverence yazılı olarak yapılması ve fesih sebebinin açık ve kesin bir şekilde bildirilmesi gerekmekte olup anılan nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi yerinde ise de dava 7036 sayılı Kanun'un yürürlük maddesindeki açık düzenleme gereği 01/01/2018 tarihinden önce açılmışsa boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı açısından hükümde miktar yazılmamalı sadece kaç aylık boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı yönünden tespit şeklinde yazılması gerektiği- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesi, 7036 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 14 ve 16. fıkralarında; tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarının Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin yargılama giderlerinden sayılacağı, yine bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderlerin anlaşmaya varılamaması halinde ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacağı düzenlendiği halde, ilk derece mahkemesince devlet bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücreti ve arabuluculuk sebebiyle yapılan zorunlu giderler ile ilgili bir karar verilmemesinin yerinde olmadığı-
Otoyoldan ücret ödemeden geçilmesi sebebiyle verilen cezanın ve geçiş ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; davalıya ait aracın geçiş ücreti ödemeden şirketin işlettiği yoldan geçiş yaptığı, davalının on beş gün içinde bu geçiş ücretini ödemediği, buna göre mahkemece; davalının herhangi bir bildirim yapılmasına gerek olmadan bu ücret ile birlikte dört katı tutarında cezayı ödemekle yükümlü olduğu- Zayıf durumdaki tüketicinin korunması amacıyla getirilen Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 73/a maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/a maddesinin tüketici aleyhine uygulanmayacağı, diğer bir anlatımla arabuluculuk ilk toplantısına katılmayan tüketici aleyhine yargılama gideri ve arabuluculuk ücretine hükmedilemeyeceği, davadaki haklılık durumuna göre tüketici lehine vekalet ücretine de hükmedileceği-
Tacirler arasındaki ticari nitelikteki kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasının konusunun para alacağına ilişkin olduğu ve davada arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu-
İtirazın iptali davasının, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği ve dava açma süresinin itirazın alacaklıya tebliği ile başlayacağı, kanunda itirazın tebliği dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmediği- İcra takibinin iptali için açılan davada, alacaklının cevap dilekçesinde" ödeme emrine süresinde itiraz edildiğini" beyan etmesinin de bu süreyi başlatmayacağı-
Ayıplı araç satışı nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemi- Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olmasının ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmış olduğu-
Arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olmasının davanın usulden reddini gerektirdiği- Davacı tarafından verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın bir örneğinin görevli asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarihten önce dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, dosyaya sunulu bu tutanağın ilk dava açılmasından önce sunulması gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK 308/b uyarınca çekişmeli alacaklarla ilgili davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulma zorunluluğu olmadığı-
"Hisse devri işlemlerinin yokluk ve butlanla batıl olduğu" gerekçesi ile "genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün tespiti" ve "kar payı" talepleri- Aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların arabuluculuğa tabi olmaksızın görüleceği- Mahkemece tefrik kararı ile ayrılan şirket kar payına ilişkin alacak davasında, "dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğu" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" karar verilmişse de, davaların bir bütün olarak işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması ya da tefrik kararı verilen esas dosyanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği- "Alacak talebi zorunlu arabuluculuğa tabi iken, diğer talep yönünden mahkemede dava açılması zorunlu olduğu, davacının alacak talebi yönünden HMK 110 maddesindeki koşul gerçekleşmediğinden her iki talep için davaların yığılmasından söz edilemeyeceği, alacak davasının görüleceği zorunlu arabulucu ile, diğer talebin görüleceği Asliye Ticaret Mahkemesi HMK 166/1 maddesi anlamında "aynı düzey ve sıfatta hukuk mahkemesi" niteliğinde bulunmadıklarından davaların birleştirilmesi yolu ile birlikte görülmesinin de mümkün olmayacağı" karşı görüşünün kabul edilmediği-