Zorunlu arabuluculuk masrafının yargılama gideri olduğu değerlendirilmeden davalı Kurumun harçtan muaf olması nedeni ile hazine üzerinde bırakılması hatalı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlıkların giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı-
Zorunlu arabuluculuk kapsamına giren uyuşmazlıkta arabuluculuk sürecinin sonunda tarafların anlaşamadıklarının görüldüğü, mahkemece yapılan yargılama sonunda arabuluculuk masrafının davalının harçtan muaf olduğu gerekçesiyle hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmiş ise de, arabuluculuk giderinin yargılama gideri olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yargılama giderlerinden sorumluluk başlıklı 326. maddesinin 2. fıkrasına göre davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemece yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırması gerektiği dikkate alındığında arabuluculuk masrafının yazılı şekilde hazine üzerinde bırakılmasının hatalı olduğu-
Kaçak kullanım bedelini ödemeyen davalının tahsili için başlatılan takibe de haksız olarak itiraz ettiği ileri sürülerek açılan davada, davalının tacir olmadığı ve davanın ticarî dava olarak kabul edilemeyeceği açık olduğuna göre, davanın açılmasından önce arabulucuya başvurulması gerektiğinden bahsedilemeyeceği, hal böyle olunca, mahkemece; davanın esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Eldeki davada, dava tarihi 12/03/2019 olduğundan, dava konusu uyuşmazlık da davacı banka tarafından davalı tüketiciye karşı ödenmeyen kredi kartı ve tüketici kredisi borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için açılan itirazın iptali davası olup tüketici işlemine ilişkin olduğundan burada arabuluculuk dava şartının uygulanmayacağı-
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde, işe iade talebiyle arabulucuya başvuru dava şartının yerine getirilmesi için asıl işveren ile alt işverene karşı birlikte arabulucuya başvurulmasının zorunlu olduğuna, sadece asıl işveren yahut sadece alt işverene karşı arabulucuya başvurulduktan sonra anlaşma olmadığı için işe iade davası açılması durumunda, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın usulden reddi gerektiği-
Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesi gerekeceği-
“Arabuluculuk Tutanağına İcra Edilebilirlik Şerhi Verilmesi” istemine ilişkin uyuşmazlıklar çekişmesiz yargı işi olup, çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar hakkındaki Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı temyiz kanun yoluna başvurulamayacağı-
Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru için dava şartı olarak sigorta şirketine başvuru şartı düzenlenmiş olup ayrıca arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesinin gerekli olduğu-
Bonoya dayalı alacak davasında, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek üzere bir haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin kesin süre içinde beyanda bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor