Reşit olmayan çocukların babalarının değiştirdiği soyadını reşit olana kadar kullanmaları zorunlu ve reşit olmadan açılan dava, ancak reşit olana kadar onları bağlayacağına göre, reşit olduktan sonra şahsa sıkı sıkıya bağlı haklarını kullanabilecekleri ve soyadının değiştirilmesini isteyebileceklerinin, kabulünün gerekeceği-
Adın ve soyadın düzeltilmesinin haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebileceği-
Kişi haklı nedenin varlığı halinde adının değiştirilmesini hakimden isteyebileceği ve şahsa sıkı sıkıya bağlı bulunan bu hakkın ancak kişinin kendisi tarafından kullanılabileceği-
Davacının soyadının "C." olarak bilindiği belirtilerek "Cuşkun" olan soyadının "C." olarak değiştirilmesini istemesinin, TMK. 27 hükmüne göre haklı neden sayılarak davanın kabulü ile davacının soyadının istem gibi düzeltilmesine hükmedilmesinin gerekeceği-
Davanın hukuki dayanağı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi olup, davacının kullanmak istediği adın Türk Harflerinden oluştuğu ve davacı iddiasının kolluk araştırması ve tanık anlatımları ile doğrulandığı da dikkate alındığında davanın kabulüne karar vermek gerekirken, almak istediği adın Türkçe karakterler içermediği ve tanıkların da olayı tam doğrulamayıp, davacının hukuki menfaati oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Adın değişikliği davasının vekil aracılığı ile açılabilmesi için vekile verilen vekaletnamede özel yetki olması gerektiği-
Ölü olduğu da anlaşılan babanın adının değiştirilmesine ilişkin davanın aktif husumet ehliyeti yönünden reddedilmesi gerektiği-
Ölü olduğu anlaşılan anneannenin ve bu bağlamda davacıların annesinin ve dayılarının anne adının değiştirilmesine ilişkin davanın aktif husumet ehliyeti yönünden reddedilmesi gerektiği-