4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 330. maddesine göre: “nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulacağı" , 327/1.maddesinde ise “çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanacağı” , evlilik dışı doğan çocuğun velayeti anaya ait ise de babanın da çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmasının zorunlu olduğu, mahkemece ana ve babanın sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, küçüğün ihtiyaçları Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği,buna göre, davalı babanın cezaevinde hükümlü olması da dikkate alınarak, davalının sosyal ekonomik durumu yeterince araştırılmadığından, bu kapsamda varsa taraf delilleri de toplanarak mahkemece, taşınmaz malvarlığı açısından tapu müdürlüğüne, vergi kaydı yönünden vergi dairesine, sosyal güvenlik kaydı açısından Sosyal Güvenlik Kurumu'na, banka mevduatı açısından banka şubelerine, ticaret kayıtları için ticaret sicil memurluğuna müzekkereler yazılarak davalının sosyal ekonomik durumunun tespiti gerekeceği -
İştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup, reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını şahsı adına takibe koyma hakkı ve sıfatı bulunmayacağı; ancak, annenin vefatı halinde mirasçı sıfatı ile kendi payına düşeni takibe koyabileceği-
Boşanma davasından sonra davacının emekli olması nedeniyle gelirinin azaldığı, davalının ise ihtiyaçlarını büyük oranda karşılayacak sabit gelire sahip olduğu anlaşılmakla hakkaniyet uyarınca yoksulluk nafakasının uygun bir miktara indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasının, müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının çocuğun artan ihtiyaçları gözönünde tutularak indirime tabi tutulmaması gerekirken aylık 100 TL'ye indirilmesinin doğru olmadığı-
Davalı babanın tespit edilen geliri ile orantılı olacak şekilde ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
İştirak nafakasının kaldırılması davasında; iştirak nafakası çocuğun reşit olduğu tarihte kendiliğinden sona erdiğinden mahkemece bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar müşterek çocuk için devlet tarafından bakım ücreti yardımı yapılıyor ise de, bu durumun davalı babanın bakım ve gözetim yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı-
MK. 427/1 ve 3561 Sayılı Kanun gereğince kayyım olarak atanmış olan kişinin, gaip olan kişilerin haklarını geçmişe dönük olarak korumak ve kullanmakla da yükümlü olduğu-
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, küçüğün yaşı, davacı annenin de çalışıyor olması ve küçüğe katkısı nazara alındığında mahkemece takdir edilen 750 TL iştirak nafakasının yüksek olduğu, o halde, davalı babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesinin gerekeceği-
İştirak nafakasının miktarı tayin edilirken müşterek çocuğun ihtiyacı yanında nafaka yükümlüsünün gelir durumunun da dikkate alınacağı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor