Davalıların dava tarihinden önce taşınmazları terk ettikleri anlaşıldığına göre "elatmanın önlenmesi isteğinin reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteği-
Taraflar arasında akdi bir ilişki bulunmadığına ve davalının paydaş çoğunluğunu alarak yaptığı bir kullanım durumunun olmadığının anlaşılmasına göre, paydaşlardan birinin taşınmazın kullanımına muvafakat etmesine değer verilemeyeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale iade, eski hale iade olmaz ise buna ilişkin bedelin tespitiyle tahsili istemi-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekleri-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteği-
İhalenin feshi isteklerinin reddedilmiş olması keyfiyetinin temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı, yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil davalarının her zaman açılabileceği-
Davacının, hile hukuksal nedenine dayanarak tapu iptal ve tescil isteği ile eldeki davayı açtığı, isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 2. kitabının üçüncü kısmı hariç ilk iki kısmında yer alan (118 ile 395. madde arası) hükümleriyle bir ilgisinin bulunmadığı, dolayısıyla çekişme konusu yapılan uyuşmazlığın Aile Mahkemesi tarafından değil, genel mahkemelerce çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Mahkemenin verdiği çelişkili hüküm fıkrasının, davanın tarafları arasında tereddüt oluşturduğundan, uyuşmazlığı çözüme kavuşturacak nitelikte görülmediği, verilen bu hükümle bağlı kalınmaksızın mahkemece, usul ve kanuna uygun olarak davanın tarafları arasındaki uyuşmazlığı sonlandıracak hüküm kurulmasının gerektiği-
Davanın, suya müdahalenin men'i istemine ilişkin olduğu, görev hususunun, kamu düzenine ilişkin olup, yargılama sona erinceye kadar davanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de resen gözönünde tutulmasının gerektiği, Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre; su davalarında görev tayininin suyun değerine göre belirleneceği, bunun ise, çekişmeli suyun davacı tarafa sağladığı yarar gözönünde tutularak belli edilmesinin gerektiği, bunun içinde çekişmeli sudan yararlandığı iddia olunan taşınmazların, susuz halindeki değerleri ile sulu halindeki değerleri arasındaki farkın, dava edilen suyun değeri olarak kabul edilmesinin, görev hususunun da bu değere göre belirlenmesinin gerektiği-