Nam-ı müstearın, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırması olduğu- Taşınmazın bir başkası (borçlunun eşi) adına, borçlu tarafından satın alındığı yönünde bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan (ekonomik durumları vs.) taşınmazın borçlu tarafından satılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- 5 yıllık hakdüşürücü süre geçtikten sonra tekrar borçlunun eşi tarafından satın alınarak diğer davalıya devredilen taşınmaz yönünden öncelikle satışın nam-ı müstear niteliğinde olup olmadığı değerlendirilerek sonra da davalının borçlu ile yakınlık ve akrabalık ispatlanmadığından, satışın 6183 s. Yasanın 28/2 maddesine göre ivazlar arasında fark olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılması gerekirken anılan davalının kredi ile taşınmaz satın almasının aleyhe yorumlanmak sureti ile davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı vekili ve davalı A.... (M..) asil tarafından temyiz edilmiş, davalı A.... (M..) tarafından da duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24. ...
İlgili bağlantılar