Tasarruf  tarihi ile haczin yapıldığı ve aciz vesikasının alındığı tarih arasında iki yıldan fazla süre geçmiş olduğundan olayda İİK.nun 278. maddesinin uygulama yeri bulunmadığı gibi ivazlar arasında fahiş fark bulunmasının tek başına muvazaanın kanıtı olarak da kabul edilemeyeceği- Davacı vekili dava dilekçesinde ve delil listesinde "yasal her türlü delile dayandığını" bildirmiş olduğundan, davacıdan davalının  kötü niyetli olup, olmadığına yönelik iddiası yönünden delil göstermesinin istenmesi, isteği halinde bu konuda davalıya da önel verilmesi, gösterilecek tanıklardan borçlu ile davalı üçüncü kişi arasında herhangi bir ticari ilişki, arkadaşlık ya da yakın akrabalık durumu olup olmadığı, üçüncü kişinin borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilip bilmediği hususunun sorulması ve İİK.'nun 279. maddesinde belirtilen iptal koşullarının oluşup oluşmadığının da irdelenmesi gerektiği-

Davacı vekili davalılardan S. D.’in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazları diğer davalıya sat ...