Kavramlar
usulsüz tebligat
kamu düzeni
zorunlu dava arkadaşlığı
avukatlık ücreti
ihtiyati tedbir
menfi tespit
hakkın kötüye kullanılması
sahtelik iddiası
icra takibinin durdurulması
kısmi ödeme
imza inkarı
arabuluculuk
kefil
teminat
Menfi tespit istemini konu alan davada, davacının dava dışı M.A.T.'e olan borcunun teminatını teşkil etmek üzere alacaklı ve borçlu sıfatı ile verdiği senedin borç ödenmesine rağmen teslim edilmediği, senetteki yazıların birbirinden farklı olduğu, alacaklı kısmının üzeri çizilerek davalının adının yazıldığı ve davacının parafı bulunmadığı, tarih kısmında da tahrifat olduğunu, baskı altında 50.000,00 TL ödeme yapıldığı, senedin sahte olduğu iddiası ile borçlu olmadığının tespitini ve sahtelik iddiası nedeni ile senedin hiçbir işleme esas alınmamasının sağlanmasını talep etmiş, davalı senedin borç olarak verilen altın karşılığı, borcun ödenmemesi üzerine takibe konulduğunu, aylık 50.000,00 TL taksitle ödenmesi hususunda anlaşılmasına karşın ödeme koşulunun kalmadığının belirtilmesi nedeni ile takibe devam edildiğini, asıl borcun faizi ile birlikte dava dışı kefil tarafından ödendiğini savunmuş,
davacının gerek dava dilekçesi gerek istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesine göre talebi 6100 sayılı Yasanın 209.maddesi ile sınırlı olup, bu kapsamda yapılan değerlendirmede, icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun niteliğinde olan 2004 sayılı Yasanın 72.maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin tedbir yolu ile dahi durdurulamayacağının açıkça hükme bağlandığı, 6100 sayılı Yasanın 209.maddesinin icra takiplerinde uygulanması gerektiğine ilişkin olarak İcra ve İflas Kanununda bir hüküm bulunmadığı, takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin HMK'nın 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, söz konusu senette imza inkarı da bulunmadığı, sair hususların senedin sahteliği sonucunu doğurup doğurmayacağının ve iddia ve savunma kapsamında kısmi ödeme hususları da birlikte değerlendirilerek davacının anılan senet nedeni ile borçlu olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği hususları birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince tedbir isteminin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir bulunmadığı-
Taraflar arasında görülmekte olan davanın yapılan yargılaması sırasında, ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
İDDİA ...