Gerek taşınır, gerek taşınmaz mallara ilişkin olsun nam-ı müstear hadiselerinde, mesele bir istihkak ve mülkiyet davası niteliğini geçemeyeceğinden, ne resmi senet, ne de şekil meselesinin bahse konu olamayacağı, meselenin akitte ve isimde muvazaayı kapsamına alan TBK'nin 19. maddesi kapsamında düşünülmesinin kanunun amacına uygun düşeceği, nam-ı müstear davalarının dinlenebilir ve yazılı delil ile ispatının mümkün olduğu; nam-ı müstear için düzenleme getiren 1947 tarihli İçtihadı Birleştirme kararın, teminat amacıyla temlike dair inanç sözleşmelerini de kapsadığı-

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklama ...