Mirasbırakanın sözleşmenin yapıldığı tarihte yetmiş altı yaşında ve yüz kilo ağırlığında olduğu, fiziksel durumu ve rahatsızlıkları nedeniyle kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığı, kilosu ve rahatsızlığından ötürü ihtiyaçlarının kimi zaman üç dört kişi tarafından ancak sağlanabildiği, yemeklerinin en az bir buçuk iki saatte yedirilebildiği, özetle bu nevi hastalıkları olan yaşlı bir kişiye karşı bakım ihtiyacının yerine getirilmesi için diğerlerine oranla çok daha fazla efor ve güç sarfedilmesi gerektiği, dolayısıyla yetmiş altı yaşında, tekerlekli sandalyeye mahkum olarak ve tek başına yaşayan mirasbırakanın sözleşme tarihinden önce de kendisiyle ilgilenen davalıyla bakım sözleşmesi yapmakta haklı ve makul nedeninin bulunduğu- Murisin ivazlı bir sözleşme olan ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmayı tercih ettiği, söz konusu temlikte mirasçıdan mal kaçırma iradesinin değil bakımını sağlama iradesini üstün tuttuğu, davalının da bakım borcunu yerine getirdiği, mirasbırakanın içinde bulunduğu özel durum, bakım ihtiyacının ağırlığı ve devredilen taşınmazların niteliği gözetildiğinde; tüm taşınmazların devredilmiş olması sebebiyle makul sınırın aşıldığından da söz edilemeyeceği sonucuna varıldığından asıl ve birleştirilen davanın reddi gerektiği-

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacılar vekili tarafın ...