Haczin borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, borçlu şirketin hakim ortağı adına kayıtlı olan dava konusu haczin yapıldığı taşınmazın davalı üçüncü kişi ve dava dışı bir başkasına yarı hisseli olarak satıldığı, haciz mahallinde faaliyet gösteren borçlu şirket ise buradan ayrıldığı, dava konusu hacizle aynı yerde yapılan hacizde, dava dışı bir şirketin vergi levhasının görüldüğü, hacizde, ‘borçlu şirketin ünvanı yazılı koli ve etiket bulunmuş ise de, borçlu şirketin daha önce haciz mahallinde faaliyet göstermesi nedeni ile bu durumun normal olduğu ve güncel belgeler olduğunun da anlaşılamadığı, dava konusu haciz sırasında hazır bulunan üçüncü kişinin, ‘haciz mahallini dava dışı şirkete kiraya verdiğini, kiracının taşınmaz içerisindeki soğutma tesisatı, raflar ve diğer eklentilerde hiç bir hakkının bulunmadığını’ beyan ettiği, üçüncü kişinin delil olarak dayandığı kira sözleşmesinin kiracısının da borçlu şirket olmadığı, dava dışı şirket olduğu ve diğer hususlar gözetildiğinde, mahkemece haciz tarihinden bir ay öncesine kadar haciz mahallinde borçlunun market olarak faaliyette bulunduğu kabul edilmiş ise de, üçüncü kişinin ve davacı tanığının beyanı, haciz tutanakları ve delil olarak dayanılan kira sözleşmesine göre haciz mahallinden borçlu şirketin ayrıldığı, sonrasında ise dava dışı şirketin faaliyete devam ettiğinin kabulü gerektiği, ticaret sicil kayıtlarına göre, borçlu, üçüncü kişi ve dava dışı şirket arasında da organik bağ bulunmamakta olup davalı üçüncü kişinin haciz yapılan taşınmazın mülk sahibi olduğunun kabulü ile üçüncü kişiye ve yine borçlu şirketin dava dışı şirkete muvazaalı devir yapıldığına dair dosyaya yansıyan delil görülmediğinden, mülkiyet karinesinin davalı üçüncü kişi lehine olduğu-

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili ve davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereğ ...