Medeni usul hukukunda kural olarak tasarruf ilkesi geçerli olduğundan, mahkemenin birinin talebi olmaksızın kendiliğinden bir davayı inceleyip karar veremeyeceği- Temyiz sebeplerinin temyiz dilekçesinde bulunması gerektiği- Yargıtay'ın tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebileceği- Temyiz dilekçesinin, temyiz edenin kimliği ve imzasıyla, temyiz olunan hükmü yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması hâlinde diğer şartlar bulunmasa bile reddolunmayıp, temyiz incelemesi yapılacağı belirtilmiş ise de; bu temyiz incelemesinin kanunun açık hükmüne aykırı olan ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar çerçevesinde yapılacağının kabulü gerektiği- Somut olay bakımından değerlendirilmesi gereken ilk hususun, davalı vekilinin uygulamada “süre tutum” adı verilen dilekçe ile gerekçeli kararın tebliğ edilmesinden sonra gerekçe içeren temyiz dilekçesini vereceğini belirttiği, gerekçeli kararın tebliğine rağmen temyiz gerekçelerini içeren temyiz dilekçesi ibraz etmediği dikkate alındığında, temyiz incelemesinin hangi çerçevede yapılması gerektiği olduğu- Uyuşmazlık konusu olayda davalı vekilince herhangi bir somut temyiz sebebinin bildirilmediği gözetildiğinde, sadece kanunun açık hükmüne aykırılık ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu ile sınırlı olarak temyiz incelemesinin gerçekleştirilmesi gerektiği-

1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı ve itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Diyarbakır .. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) ...