Boşanma kararı kesinleşmesine rağmen davacıya ait konutta davacının rızası hilafına haksız olarak oturmaya devam ettiği iddia edilen davalı eski eşe karşı açılmış ecrimisil davasının (dava dilekçesinde, davalı aleyhine 15 aylık kira parasının ödenmesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiş ise de) asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacının 2008 yılında istifa ettiği, durumunun 2009 yılında yapılacak genel kurulda görüşülüp karara bağlanacağı, ödeme zamanın henüz belirlenmediği-
Tapu iptali ve tescil davasında, eldeki dava ile kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen davanın hukuki sebebi aynı olmadığından kesin hüküm şartlarının varlığından söz edilemeyeceği-
Davacı vekili, bozmadan sonraki beyanlarında “davalının kısmi ödeme savunmasının doğru olduğunu” açıkça bildirmiştir. Bu durumda mahkemece takipten önce yapılmış olan bu ödemenin nazara alınarak, takip tarihindeki borç miktarının saptanarak, davadan sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce infaz sırasında nazara alınacağı gözetilmek sureti ile karar verilmesi gerekirken bu yönlerin gözden kaçırılması doğru olmadığı gibi, takipten önce ödeme yapıldığı halde, ödenen bu miktarın da takibe konu edilmesi karşısında, davalının kötüniyet tazminatı talebinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Mahkemece, çözümü teknik bilgiye dayalı bir konuda, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen gerekçeli rapora itibar edilmeden ve mevcut duruma göre de bilirkişi raporundaki kusur durumunun olayın oluşuna uygun düştüğü gözetilmeden yazılı olduğu şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisinin isabetli olmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davalının kızı M. Özgüven'in şirket bünyesinde bulunan özel ilköğretim okuluna kaydedildiğini, ancak eğitim ücretinin ödenmediğini, ücretin tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline-
Tarafların, uygulanacak faiz oranını belirlerken, 6098 sayılı TBK'nun 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorunda olduğu, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK'nun 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacağı-
Davacı takip talebinde %27 faiz talep etmiştir. Taraflar tacir olup 3095 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca alacaklı avans faiz uygulanmasını isteyebilir. Mahkemece avans faiz oranı saptanıp davacının talebi de gözetilerek buna göre karar verilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesinin bozmayı gerektireceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.