Tedavi edilemeyecek aşamada hasta olduğunu öğrenen murisin eşinin baskısıyla taşınmazını tek erkek evladı olan davalıya devrettiği, devre ilişkin resmî işlemlerin murisin hastalığı nedeniyle evinde gerçekleştirildiği, taşınmazın bedelini ödediğini savunan davalının devir tarihi itibariyle henüz on dokuz yaşında olduğu, torna işi ile iştigal ettiği tanık beyanlarından anlaşılsa da satım bedelini ödeyebilecek maddi imkâna sahip olmadığı, savunmada bahsi geçen taksim sözleşmesinin uygulanmadığı gözetildiğinde, "işlemin muvazaalı olduğu" kanıtladığından, devir tarihi ve murisin ölüm tarihi üzerinden 40 yılı sonra açılan muris muvazaasına ilişkin davanın kabulü gerektiği- "Miras bırakanın mirasçılara bıraktığı başka taşınmazlarının da bulunduğu, taşınmazların miras taksim sözleşmesine konu edildiği, miras bırakanın bir çocuğunu diğer çocuğuna tercih etmesi için bir nedeninin bulunmadığı, muvazaa iddiasının kanıtlayamadığı, tenkis yönünden değerlendirme yapılması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

1. Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil, tenkis” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yap ...