Taraflar arasındaki adi yazılı devre mülk sözleşmeleri tapu memurluğu önünde resmî senede eklenmediği ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmediği için geçersiz olduğu ve hukuken hiçbir hüküm ve sonuç doğurmayacağı- Bazı hâllerde zorunlu şekil kurallarına aykırılığa bağlanan bu sonuç kanun koyucunun aksi yöndeki açık iradesiyle ya da uygulayıcının Türk Medeni Kanunu’nun 2 nci maddesi çerçevesinde yaptığı değerlendirme ile bertaraf edilebilir ve bu gibi hâllerde sözleşme geçerli hâle gelmese bile geçerliymiş gibi sonuç doğurabileceği- Sözleşme tarihinde yürürlükte olmayan 6502 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı- Geçersizliğin hukuki müeyyidesi olan kesin hükümsüzlük hâlinde sözleşme baştan itibaren hukuken hiçbir hüküm ifade etmeyeceği, tarafları için sözleşmeye uygun davranma yönünde hak ve borç doğurmayacağı için taraflar birbirini ifaya zorlayamayacağından, sözleşmenin süresinde ifa edilmediğinden ve buna dayalı olarak tazmini gerekir bir zarar bulunduğundan bahsedilemeyeceği- Bu sebeple mahkemenin sözleşmenin her an ifa ile geçerli hâle gelebileceği yönündeki gerekçesinde ve davacıların geç teslim nedeniyle kira kaybı tazminatı yönündeki taleplerinde hukuka uygunluk bulunmadığı-

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonund ...