Çek hamiline yazılı olduğundan,  eTTK. mad. 704 gereğince, çeki elinde bulunduran hamilin çeki kötüniyetle iktisap ettiği yada iktisapta ağır kusurlu olduğu ispat edilmedikçe hamil iyiniyetli sayılacağı- Davacı tarafından da hamilin kötüniyeti ya da ağır kusuru ispat edilmediği ve davalı hamilin çek bedelini tahsil için başlattığı icra takibinde keşideci tarafından çek bedeli ödenmiş olduğuna göre, bu ödeme ile tüm cirantalar da çeke dayalı borcundan kurtulmuş olacağı ve bu durumda, davacının davalı şirketten ciro yoluyla devraldığı çekin kaybolmasının kendi kusurundan kaynaklı olduğu ve çek bedelinin de iyiniyetli son hamile ödenmiş olduğu gerekçesiyle davalı şirket yönünden de "eTTK. mad. 704 uyarınca, açılmış rıza dışı elden çıkan çek bedelinin tahsili istemine ilişkin tazminat davası"nın reddine karar verilmesi gerekeceği-
3. HD. 30.10.2018 T. E: 2017/945, K: 10746-
TTK'nın 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkin davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Kademeli davalarda bu davaların niteliği gereği her iki istek konusunda mahkemece olumlu hüküm kurulması olanaksız olduğundan, tapu iptali ve tescil davası kabul edildiği takdirde alacak konusunda hüküm kurulmasının mümkün olmayacağı-
Ek tüketim faturası uyarınca fazla ödenen meblağın iadesi istemi sözleşmeden kaynaklanmakta olup zamanaşımı süresi BK’ nun 125. Maddesi uyarınca 10 yıl olduğundan, mahkemece zamanaşımı itirazının reddiyle işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin isabetli görülmeyeceği-
Tazminat davasında, davacının ayıplı aracının mahkemece değiştirilmesine karar verildiği, davacının ilamı icraya koyduğu, aynı aracın üretiminin kalkması sebebiyle davacı tarafından 7.6.2002 tarihindeki talep ile İİK. m. 24 gereğince işlem yapılmasını istenilfiği, icra müdürlüğünce aracın değerinin tespit edildiği, davalı tarafında icra müdürlüğünce belirlenen bedelin 30.6.2003 tarihinde icra dosyasına bloke edildiği ancak bu bedele itiraz ederek paranın davacıya ödenmesini engellediği anlaşıldığından, davacının paranın icra dosyasına ödendiği tarihte oluşan ve faizi aşan zararını isteyebileceğinden, davalının parayı bloke ettiği tarihten eldeki dava tarihine kadar geçen zaman zarfında gerçekleşen yıllık enflasyon artış oranı mevduat ve Devlet tahvillerine verilen faiz oranları, döviz kurlarını gösterir liste ilgili resmi kurumlardan getirtilerek davacının zarar miktarı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki eser sözleşmesine ilişkin 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinden sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre zamanaşımı süresinin hesaplanamayacağı- Davacı işin ayıplı ve eksik ifa edilmesi nedeniyle eser sözleşmesi nedeniyle verdiği bonolara ilişkin menfi tespit davası açmış olup birleştirilerek görülen davada yüklenici davalı yönünden borçlu olunmadığının tespitine karar verilmiş ancak eser sözleşmesi nedeniyle verilen bonoların ciro yoluyla hamili olan 3. kişi hakkında iyiniyetli üçüncü kişi olması nedeniyle davanın reddedilmiş olduğu- Davacının davaya konu ettiği bonolar nedeniyle üçüncü kişiye ödemeler yaptığı, kararın kesinleşme tarihi 03.11.2008 olup bu dosyadaki her işlemle zamanaşımının kesilmiş olduğu ve 03.11.2008 tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmamış olduğundan, ayrıca davacı rücuan alacak talebinde bulunmuş olup son ödeme tarihinden itiberen 5 yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiğinden açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
Tapu iptali-tescil isteği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.