22. HD. 04.10.2018 T. E: 12830, K: 21039-
9. HD. 20.06.2018 T. E: 2015/20547, K: 13354-
İzmir 1. İş Mahkemesi'nde görülen davada da davacının emsal işçiye göre ücretinin belirlenmesine yönelik talebi olduğundan davada verilecek karar, bu davayı da etkileyecek nitelikte olduğundan, İzmir 1. İş Mahkemesi'nin davasının kesinleşmesi beklenerek eldeki davanın bitirilmesi gerektiği- Getirtilen hesap ekstresine göre, davacının Yapı Kredi Bankası hesabına 09.03.2011 tarihinde “J... tarafından gönderilen” açıklaması ile 12.909.93 TL yatırıldığı görüldüğünden bu miktarın kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi olup olmadığı belirlenip hesap edilen alacaklardan mahsubunun gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerektiği-
Aynı fesih sebebine bağlı olarak hem kötüniyet tazminatına, hem de eşit davranma borcuna aykırılık tazminatına hükmedilemeyeceği, işçi lehine olan tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
davalı işverenin farklı tarihlerde birbirinden çok farklı fesih nedenlerine dayalı olarak fesih yoluna gittiğinden, her bir davacı işçi bakımından ayrı ayrı fesih nedeni ile bağlı kalınarak öncelikle iddiaya konu fesih yönünden deliller incelenip, varsa eylemin barışçıl ve demokratik olup olmadığı, davacı işçi eyleme katılmışsa eylemin ölçülü biçimde kullanılıp kullanılmadığı değerlendirilip sonuca gidileceği-
Davacının yer değiştirmelere bağlı olarak ulaşım, iletişim, konaklama ve yemek giderleri adı altında talep ettiği maddi tazminat yönünden belgelerin değerlendirileceği, psikolojik taciz uygulamalarının doğrudan bir sonucu olan ve varsayıma dayanmayan gerçek bir zarar olup olmadığının belirleneceği, davacının görevlendirmelerle ilgili olarak harcırah alıp almadığı da tespit olunarak, bu doğrultuda maddi tazminat yönünden bir karar verilmesi gerekeceği-
Asıl ve karşı tazminat davası-
6100 sayılı HMK zamanında açılmış olmasına rağmen belirsiz alacak davası olarak açılmayan davanın, sonradan veya kendiliğinden belirsiz alacak davasına dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davanın kısmi dava olarak kabulü gerekeceği-
Yerel mahkemece, "alışveriş merkezinde kuruluş aşamasındaki şartların değiştiği, sözleşme kuruluş aşamasında vaat edilen üst gelir grubuna yönelik alışveriş merkezi, moda merkezi yapıldığına ilişkin durumlarda değişiklik mevcut olduğu, davacı kiracı yönünden edimde dengesizlik yapıldığı, alışveriş merkezinin açılışındaki değerini kaybettiği, kiracının alışveriş merkezi müşteri portföyü alım değerlerinin düştüğü, taşınmaz yerin kullanım değerinin olumsuz anlamda değiştiği, değerin düştüğü" gerekçesiyle kira bedelinin uyarlanmasına ilişkin talebinin kabulüne karar verilmişse de; kira sözleşmesinde, davalı kiraya verenin, alışveriş merkezinde yer alacak markalara yönelik bir taahhüdünün bulunmadığı, alışveriş merkezinin durumunda değişiklikler olabileceğinin tacir olan davacı yönünden öngörülebilir bir durum olduğu, ayrıca tarafların daha sonra (2009 yılında) kira bedelini yeniden belirledikleri hususları birlikte değerlendirildiğinde, kira sözleşmesinde işlem temelinin çöktüğünden (TBK. mad. 138) bahsedilemeyeceği ve bu nedenle mahkemece uyarlamaya ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İş K. mad. 5/3 uyarınca, cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiş ve bu durumdaki işçiler bakımından işverenin eşit davranma borcu vurgulanmış olup, eşit davranma borcuna aykırılığı ispat yükünün işçide olduğu, ancak işçi, ihlalin varlığını gösteren güçlü bir delil ileri sürdüğünde ispat yükünün işveren tarafına geçeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.