Asıl davanın davacılarının, miras bırakanın kızları ve ölen kızından olma kız torunu olduğu, dava konusu taşınmazların ise tek erkek çocuk olan davalılar murisine temlikinin yapıldığı, murisin satış ihtiyacının olmadığı, satış bedelleri ile gerçek bedeller arasında fahiş fark olduğu, bu nedenle miras bırakanın, mirasçıdan mal kaçırarak muvazaalı işlem yaptığı-
Mirasbırakan N. Vardar’ın 285 ada 47 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümünü muvazaalı olarak davalıların mirasbırakanı H. F.ye Erşen’e devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının 1/3 oranında iptali ile adına tescile, taşınmazın 3. kişilere devredilmiş olması halinde tazminata-
Tapu iptali ve tescil davasında, eldeki dava ile kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen davanın hukuki sebebi aynı olmadığından kesin hüküm şartlarının varlığından söz edilemeyeceği-
TMK.nun 719. maddesi uyarınca, davacının şahsi hakkının, satın aldığı 148 ada 1 sayılı parselin tapu kaydının miktarı ve çapıyla sınırlı olduğu, davacının satın aldığı yerin bitişiğinde bulunan dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin en erken 148 ada 1 sayılı parseli satın aldığı 18.08.2010 tarihinde başladığının kabulünün gerekeceği, buna göre davacının taşınmaz üzerindeki kazanmayı sağlayan 20 yıllık sürenin henüz dolmadığı, TMK.nun 719. maddesi gereğince davacının şahsi hakkı satın aldığı 148 ada 1 sayılı parselin çap miktarıyla sınırlı bulunduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
MK'nın 1023 maddesinde yer alan iyi niyetle da­yanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3. kişinin bu kazanı­mı korunur hükmü iyiniyetin tespitine büyük önem yüklediği; yüzeysel ye şekil­ci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı kişilerin devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekeceği-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ise kusursuz sorumluluk ilkeleri gereğince tespit edilecek taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsili isteği-
Mera, yaylak, kışlak sınırının kural olarak değişmeye ve genişletmeye elverişli sınırlardan sayılacağı, eylemli durum, taşınmaza ait fotoğraflar ve tapu kaydındaki sınırlar karşısında dava konusu yerin meradan kazanıldığının kabulünün gerekeceği, meraların, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu mallarından olup, özel mülkiyete konu edilemeyecekleri, diğer yönden, süresi neye ulaşırsa ulaşsın mera toprağının imar-ihya, kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin de mümkün olmadığı-
Devlet tarafından verilen, doğru esasa ve geçerli kayda dayalı tapu ile sağlanan mülkiyet hakkına değer verileceği, böyle bir yerin, temel vasfı yani kamu malı olma niteliği değişmemekle birlikte, kişinin söz konusu tapuya dayalı hakkının korunması gerekeceği- Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin davanın, davacının taşınmaz mülkiyetini yitirdiğinin kesinleştiği (iptal ve tescil davası kararının kesinleştiği) tarihten sonra açılabileceği; mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle taşınmaz değerinin tespiti ve taşınmaz üzerinde bir bina var ise, kişinin yapılanmada iyi niyetli sayılıp sayılamayacağının tespiti bakımından bu binanın ne zaman ve hangi aşamada yapıldığının da gözden uzak tutulmamasının gerekeceği-
Tapu iptali-tescil isteği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.