İçerik Akışı

İflas Erteleme Kararının Uzatılması Talebi- 669 ve 673 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler

İflas erteleme kararının uzatılması talebini yeni bir talep gibi görerek olağanüstü hal ilamından sonra çıkartılan 669 ve 673 sayılı K.H.K'ler kapsamında reddine karar verilmesinin iflas erteleme kurumunun ruhuna, ne de K.H.K.'lerin amacına uygun düşmeyeceği-

Nişanın Atılmasına Sebep Olan "Fiziksel" Eleştiriler- Manevi Tazminat Hakkı-

Davacı ile davalının aileleriyle birlikte nişan öncesinde alışverişe çıktıkları, alışveriş sonrasında davalının, davacının "fiziksel yapısından rahatsızlık duyduğuna dair" mesajlar gönderdiği, davalının nişan töreni öncesinde "davacının basenlerini kontrol edilmesine izin vermemesi halinde nişanın yapılmayacağını" söylediği, davalının isteği üzerine bir sonraki gün kuaförde davalı ile davalının kardeşinin "davacının basenlerini kontrol ettikleri", bu olayların etkisinde kalan davacının aynı gün nişanı bozmak zorunda kaldığı olayda, davalının davranışlarının davacıyı küçük düşürücü, kişilik haklarına zarar verici nitelikte bulunduğu; manevi tazminatın yasal koşullarının oluştuğu-

Eksik Mal Tesliminde Fatura ve Çekin İspat Kuvveti

Teslim edilen mal miktarından düşük bedelde fatura kesilmesinin malların eksik teslim edildiği anlamına gelmeyip, ispat yükünün çeklerin ileride teslim edilecek mallara karşılık avans olarak verildiğini ve çek bedelleri kadar mal teslim edilmediğini ileri süren davacıda olduğu-

Alacaklının İİK 99'a Dayalı İstihkak İddiasının Reddi İstemi- Gerçek Alacak-

İstihkak davasının dinlenebilmesi için "takip konusu alacağın gerçek bir alacak olması" gerektiği-

Kredi Sözleşmesine İstinaden Emekli Maaşına Bloke Konulması- Haksız Şart- TMK. 2-

Banka, kesintileri kredi sözleşmesine istinaden yapmış olduğundan ve icra müdürü tarafından yapılmış bir haciz de bulunmadığından, borcun ödenmemesi üzerine bankanın, davacının "emekli maaşına bloke konulacağı"na dair hükmüne dayanarak kesinti ve tahsilat yapmasında hukuka aykırılık bulunmadığının kabulü gerektiği-

Tasarrufun İptali Davası- İptali İstenilen Temlikin Önceden Verilmesi Taahahüt Edilmiş Bir Borcun Teminatı Olarak Verildiğinin İddia Edilmesi-

Davacı-alacaklının alacağını doğuran çeklerin düzenlenme tarihleri, davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi banka arasındaki temlik işleminden önce olup, borçlunun aciz hali de sabit olduğundan, tasarrufun iptali davasının ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun kabulü gerektiği- Davalı üçüncü kişi banka ve davalı borçlu, "iptali istenilen temlikin önceden verilmesi taahahüt edilmiş bir borç teminatı olarak verildiğini" iddia etmişse de, mahkemece alanın bilirkişi raporu ve diğer belgelerden, davalı borçlunun davalı üçüncü kişiden önceden krediler kullandığı, daha sonra kredilerde azaltmaya gidildiği, temlik tarihi itibari ile olan alacağa karşılık olan gayrimenkul ipoteği ve dava konusu temlik miktarı gözetildiğinde, verilen teminatın basiretli bir tacirden beklenmeyecek nitelikte bir tasarruf olduğu ve davacının alacak ve ferilerinden oluşan miktarın iptali ile davalı bankadan alınarak davacı alacaklıya verilmesi gerektiği-

Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Davası-

Davacının, boşanma üzerine davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiğini ancak davalının çalışmaya başladığını, yeterli ve düzenli gelirinin olduğunu, yoksulluk nafakasını gerektiren şartların ortadan kalktığını, davalının ailesinin yanında kaldığını ancak kendisinin işten çıkışının verildiğini, bugüne kadar işsiz olduğunu ve zor geçindiğini belirttiği ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ettiği uyuşmazlıkta, dava tarihindeki şartlara göre, davalının yoksulluğunun tamamen ortadan kalkmadığı, asgari ücret seviyesindeki gelirin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilebileceği, davacının kaldırma talebi içinde indirme talebi de olduğundan çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince bir karar verilmesi gerektiği-

Boşanma ve Ayrılık Davalarında Yetkili Mahkeme-

TMK. mad. 168 hükmüne göre, boşanma veya ayrılık davaları, eşlerden birinin yerleşim yerinde veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılabileceğinden ve gösterilen yerlerden birini seçim hakkı davayı açana ait olduğundan davacının, seçimini kendi oturduğu yerden yana kullanarak davayı doğru yerde açtığı-

Haklı Nedenle "Ad ve Soyadın Düzeltilmesi-

Adın ve soyadın düzeltilmesinin "haklı nedenlere" dayanılarak hakimden her zaman istenebileceği- "Davacının daha önce bilerek ve isteyerek seçtiği soyadını şimdi alay konusu oluyor demesinin samimi olmadığı, soyadının anlamının kötü olmadığı gibi nüfus kayıtlarında keyfi olarak değişiklik yapılmasının bu kayıtlara güven duygusunu azaltacağı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-

HMK. mad. 124-

HMK'nun 124. maddesine dayanarak ve davalı şirketin yanlış gösterilişinin maddi hatadan kaynaklandığını iddia ederek dahili dava dilekçesi vermişse de, bu değişikliğin yapılması için de dürüstlük kuralına uygun hareket edilmesi gerektiği-