Taraflar arasında, senetle ispat kuralının istisnaları arasında sayılan sıhri hısımlık ilişkisinin mevcudiyeti nedeniyle; vakıanın tanık delili ile ispatının mümkün olduğu- Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine bulunduğu ve bu yasal karinenin aksini ileri süren havalecinin, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Davalının, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını kabul edip, hukuki niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu iddia etmesi halinde gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunduğunun kabul edileceği, vasıflı ikrarın bölünememesi nedeniyle, ispat yükünün davacıda olduğu-
Kızın annesine karşı açtığı davada yazılı delil başlangıcı bulunmasına gerek olmaksızın, tanık dinletilebileceği- Mahkemece, karşı yanın açıkça itiraz etmediği veya yemin edeceğini bildirdiği durumlarda, dilekçede dayanılmamış olsa dahi, yemin teklifinde bulunulabileceği hususunun gözden kaçırılmasının hatalı olduğu-
Borç doğuran olayların gerçekleştiği tarihte tarafların evli olduğu dikkate alınarak, tanık delili de değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulması gerektiği-
Hilenin (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlandığı- Hatada yanılma, hilede ise yanıltmanın söz konusu olduğu- Taraflardan birinin, diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmesi halinde; yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşmenin bağlayıcı sayılmayacağı- Aldatılan tarafın hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırıp, verdiği şeyi geri isteyebileceği- Hilenin, her türlü delille ispat edilebileceği gibi, iptal hakkının kullanılmasının hiçbir şekle bağlı olmadığı- Hilenin, öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla kullanılabileceği-
Taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla, sözleşme yapmaya yöneltilmiş ise, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşmenin bağlayıcı sayılmayacağı- Aldatılanın, hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırıp; verdiği şeyi geri isteyebileceği- Hilenin (aldatma) her türlü delille ispat edilebileceği- İptal hakkının kullanılmasının hiçbir şekle bağlı olmadığı- Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabileceği-
Hile, her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılmasının da hiçbir şekle bağlı olmadığı; davacının iddialarının ispatı açısından tanık dinlenmesi mümkün olduğu halde, yanılgılı değerlendirme ile tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesi ve taraf delilleri toplanmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
İnkar edilen karz ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerektiği- Davacı ile davalının hala-yeğen olduğu anlaşılmakla, taraflar arasındaki ilişkinin HMK 203. maddesinde sayılanlardan olmadığı ve bu nedenle somut uyuşmazlıkta tanık dinlenemeyeceği-Davacının delil listesinde yemin deliline dayandığı anlaşıldığından davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği-
Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddialarının bulunması halinde tanık dinlenebileceği- Takip dayanağı bononun davacı keşidecinin korkutulması sonucunda alındığı iddiasının henüz kanıtlanamaması, ayrıca korkutma iddiasının HMK'nın 209. maddesinde düzenlenen sahtecilik kavramı kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalı İlk Derece Mahkemesinin itirazın reddine dair ara kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin tedbire itirazının kabulü ile HMK'nın 209/1. maddesi uyarınca verilen tedbirin kaldırılmasına karar vermek gerektiği-
Sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunmasının, sözleşmenin iptaline engel olmadığı ancak hatayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müspet zararının ödenmesinin gerekeceği- Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği; iptal hakkının kullanılmasının hiçbir şekle bağlı olmadığı- Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabileceği-
Davalılar, karşı davalarında çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazı 3. kişiden satın alırken satış bedelinin 1/3’lük kısmının mirasbırakan tarafından ödendiğini, kalan kısmın ise kendileri tarafından ödendiğini ancak tescilin mirasbırakan adına yapıldığını iddia etmiş olup bu iddia, namı müstear hukuki sebebine dayalı olduğundan, iddianın yazılı delille ispatı gerektiği, bu tür olaylarda HMK 203. maddesinin uygulanmayacağı- Davalılar savunmalarını kanıtlar nitelikte bir yazılı delil bildirmediklerinden, karşı davada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının mirasbırakana ait olduğu şeklindeki istemin reddine; asıl dava yönünden ise davalılar adına paylı olarak kayıtlı 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor