Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğuracağı- Böyle bir davada sulh hakiminin görevinin, reddin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek; süre koşuluyla mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, TMK'nın 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibaret olduğu- Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin dilekçe sulh hakimine ulaştıktan sonra, davacının ayrıca duruşmaya gelmesine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı halde HMK'nın 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru görülmediği-
Davanın, TMK'nın 605/1. maddesi gereğince hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu- Böyle bir davada sulh hakiminin görevinin, reddin süresinde olup olmadığı ve mirası reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise TMK'nın 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibaret olduğu-
Yasal mirasçının mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin beyanının tespiti ve özel kütüğüne yazılmasına ilişkin açılan davada, murisin diğer mirasçılarının mirasın reddi talepleri olmadığı halde onlar bakımından da davanın kabulü ile mirasın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçıların TMK' nun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilecekleri - Gerçek reddin, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılabileceği; (TMK m. 609) hükmi reddin ise tereke alacaklısına karşı açılacak davada, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olduğunun tespiti niteliğinde olduğu -
TMK. mad. 605/1 ve 609'a dayalı mirasın gerçek reddine ilişkin açılan ve hasımsız olarak görülmesi gereken davada, ret beyanının süresinde yapılmış olup olmadığı ve ret beyanında bulunanın mirasçılık sıfatına sahip olup olmadığı tespit edilip bu koşullar gerçekleşmişse ret beyanını tutanağa geçirilip ilgili tüzükte gösterilen kütüğe tescili gerektiğinden, mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden HMK. mad. 150 gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Terekesi borca batık olan bir mirasbırakanın mirasçısı süresinde gerçek red hakkını kullanabileceği- Mirasın reddine ilişkin beyanın yazılı veya sözlü olarak sulh mahkemesine yapılacağı ve ret beyanının, sulh hakimi tarafından bir tutanakla tespit edileceği-
Mirasın gerçek reddinde sulh Hakimi'nin görevi; reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanunu'nun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibaret olduğu-
Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddi isteğine ilişkin olup davada yerel mahkemenin , isteğin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti ile süresinde başvuru ve usulüne uygun bir talep bulunduğu takdirde TMK. 609. maddede gösterilen usulde işlem yapması gerekeceği- Mirasın gerçek reddi davalarında mirasbırakanın alacaklılarının hasım olarak gösterilmesi gerekmediği gibi, bu kişilerin davaya dahil edilmesi yoluyla taraf sıfatı kazanmaları ve buna dayalı olarak hükmü temyiz hakları bulunmadığı, mirası reddeden mirasçının alacaklılarının Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesi uyarınca reddin iptalini isteme haklarının olması gerekeceği-
Mirasın gerçek reddinde mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğuracağı-