Genel sulardan öncelikle, suyun doğal akış şekline göre etrafındaki arazilerin ihtiyaçlarının karşılanmalarının asıl olduğu -Bir köyün genel sudan yararlanabilmesi için, bu suya zorunlu olarak ihtiyacının bulunması ve bu ihtiyacın köye daha yakın sulardan karşılanamaması gerektiği-
Tapulu yerden “kaynak” biçiminde çıksa bile, suyun kaynadığı taşınmazın sınırları içinde kalmayacak kadar büyük veya suyun yer-yüzüne çıkar çıkmaz bir “dere” haline geldiği veya özel mülkiyete konu olmasının kamu için zararlı olduğu hallerde, kaynağın, arzın tamamlayıcı parçası sayılamayacağı (ve bu durumda, suyun “genel su” niteliğini taşıyacağı)-
Dava konusu suyun bulunduğu taşınmazın, tapulama tespiti sıra-sında davalı adına tescil edilerek tapularının tespitinin bu şekilde kesinleşmesinden itibaren on yıl içerisinde, “dava konusu su üzerinde kadim kullanma hakkı olduğunu” iddia ederek, irtifak hakkı tesis ettirmeyen davacının, artık kadim hakka dayanarak sudan yararlanma hakkının bulunduğunun kabul edilemeyeceği-
Tarafların ortak sınırından çıkan sudan, her iki tarafın da gerek-sinimleri oranında ve birbirlerine zarar vermemek koşulu ile yararlanabilecekleri-
Kaynağın bulunduğu tepenin, özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunmaması halinde, bu kaynağın “genel su”lardan sayılacağı-
“Kadim yararlanma” haklarına dayanan iddialarda, yararlanma öncesinin şekil, kapsam ve koşullarının araştırılması, sonradan yazarlarının araştırılması, sonradan yararlanma şekil ve koşullarında değişiklik yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiği-