Genel suların, umuma ait olup, herkesin başka kişilerin “kadim” ya da “öncelikli” haklarını engellememek koşulu ile, “faydalı ihtiyaçları oranında” bu sulardan yararlanabilecekleri Mahkemece, suların en az olduğu bir dönemde uzman bilirkişiler aracılığı ile yerinde keşif yapılarak, suyun debisinin ölçülüp, tarafların bu suya olan gereksinimlerinin belirlenmesi, yararlandıkları başka sular varsa onlarında miktarları gözönünde bulundurularak tarafların çıkarlarına (gereksinimlerine) uygun bir düzenleme yapılması gerekeceği-
“Davalının açtığı kuyu nedeniyle kendi kuyusundaki suyun eksil- diği” iddiasıyla açılan davada, davalının açtığı kuyu ve kullandığı su mik- tarı nedeniyle davacının ihtiyacına yeterli su etkilenmeyip, ihtiyacından fazla olan su etkilenmiş ise, açılan davanın reddedilmesi gerekeceği-
Suya elatmanın önlenmesi davalarında, bir yıllık hak düşürücü süre-nin söz konusu olmadığı-
Tapulu yerden “kaynak” biçiminde çıksa bile, suyun kaynadığı taşınmazın sınırları içinde kalmayacak kadar büyük veya suyun yer-yüzüne çıkar çıkmaz bir “dere” haline geldiği veya özel mülkiyete konu olmasının kamu için zararlı olduğu hallerde, kaynağın, arzın tamamlayıcı parçası sayılamayacağı (ve bu durumda, suyun “genel su” niteliğini taşıyacağı)-
Köye ait genel suların tedarik ve idaresinin -Sular Kanununa göre- köy ihtiyar heyetine ait olduğu-
Suya ilişkin uyuşmazlıklarda, suyun “MK. 756’da sözü edilen kaynak suyu” mu yoksa “özel mülkiyete konu teşkil etmeyecek olan yeraltı suyu”mu olduğunun -öncelikle- belirlenmesi gerekeceği-
Suya elatmanın önlenmesi davalarında, “suların en az olduğu uygun bir dönemde” yerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacıya ait kaynak ve davalıya ait kuyu sularının debilerinin ölçülüp, davalının kuyusunun çalıştırılması halinde davacının kaynak suyunun etkilenip etkilenmediğinin araştırılması gerektiği-
Sudan yararlanan herkesin, suya elatmanın önlenmesini isteyebileceği-