İşçinin Ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla mesai ücreti alacaklarının işverene ödetilmesine-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, ücret alacağı, sefer primi alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiğinin varsayıldığı-Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğinde olduğu, ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği- İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılması gerektiği-
Sigortalılığa ilişkin hizmet tespiti davaları sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, bu davalarda kişi iradesi belirleyici etkiye sahip olmadığından hakimin kendiliğinden araştırma yetkisine sahip olduğu, işçilik haklarına ilişkin davalarda ise, hakimin kendiliğinden araştırma yapamayacağı, bu tür davalarda tarafların bildirdiği deliller dışında delil toplanmasının olanaklı olmadığı, nitekim SGK’nın bu davalarda davalı sıfatının da bulunmadığı, ayrıca her iki dava türünün temyiz incelemesi Yargıtay’ın farklı Dairelerince yapılmakta olduğundan, davaların birlikte görülmesi halinde farklı uygulamalar ortaya çıkabileceği, bu itibarla mahkemece hizmet tespiti davası işçilik alacakları davasından tefrik edilirken sigorta primine esas kazancın belirlenmesine yönelik istemin tefrik edilmeyip işçilik alacakları davası ile birlikte görülmesinin doğru olmadığı-
Davacının davalı asıl işverene ait işyerinde son alt işveren davalı şirketinin işçisi olarak çalıştığı, alt işverenin asıl işveren nezdinde asıl iş olan elektrik hizmetine ilişkin inşaat işlerini yaptığı, davacının da inşaat ustası olduğu, hizmet cetveli, taraf ve tanık beyanlarından anlaşılmış olup, davacının iş akdinin aynı işte ve aynı asıl işveren nezdinde her yıl ihale alan farklı alt işverenlere bağlı olarak devir gördüğü, bu nedenle her seferinde sona ermiş sayılamayacağı, davacının işinin kesintisiz şekilde 5 yıl 6 ay 10 gün sürdüğü, akdin belirsiz süreli sayılması gerektiği, davalı son alt işveren şirketi tarafından diğer davalı ile sözleşmesi yenilenmeyeceğinden; davacının da sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin davacıya açıkça yazılı olarak bildirildiği ve davacıya kıdem tazminatının kısmen ödenerek işine son verildiği anlaşıldığından; davacının iş akdinin sona ermesinde davacıdan kaynaklanan bir haklı neden bulunmadığından davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, çalışma süresine göre hesaplanan ihbar süresinde yazılı olarak bildirim yapılmış olması nedeniyle ihbar tazminatına hak kazanmadığı- Bilirkişi tarafından hesaplanan kıdem tazminatı, izin alacağı, fazla çalışma alacağı, genel tatil ve çalışma alacağı; hayatın olağan akışına göre hastalık, mazeret gibi haller gözönüne alınarak hesaplanan miktardan %30 takdiri indirim yapılması gerektiği değerlendirilerek bu hususun hesaplamada dikkate alındığı-
Davacının ilk dönem ve son dönem olmak üzere iki dönem olarak davalı iş sahibi nezdinde iş yerinde çalıştığı, davacının ilk çalışma dönemi yönünden davacının iş sözleşmesinin işverence kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiği ispatlanmadığı sürece fasılalı çalışmalar arasında ara verilen dönem 10 yılı aşmadıkça hizmet sürelerinin birleştirilmesi gerektiğinden, mahkemece gerekçesi açıklanmadan sadece son dönem çalışma dikkate alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu-, Davacının, puantaj kayıtları ve davacı tanık beyanlarıyla ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı anlaşıldığından, davalı tanıklarının kayıtlarla örtüşmeyen beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Davalı tanığı beyanında, "bahçe şefi olarak çalıştığını ve davacının kendisinin personeli olduğunu, davacıya işlerin yoğun olması ve fazla çalışma yapılması gerektiğini bu nedenle ilerleyen günlerde kaldırılan haftalık izinlerinin verileceğini söylemesine rağmen davacının bunu kabul etmeyerek işe gelmediğini bildirdiği"nden, iş akdinin iş koşullarındaki esaslı değişiklik nedeni ile davacı tarafından haklı olarak feshedildiği anlaşılmış olup, haklı nedenle de olsa iş akdini fesheden tarafın ihbar tazminatı talep edemeyeceği gözetilerek kıdem tazminatının hüküm altına alınması ve ihbar tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiği- Davalı tarafın 3'lü vardiya halinde çalışıldığını savunmasına karşın davalı tanıklarının vardiyalı çalışma yapıldığı yönünde beyanları bulunmamakta olup, davacının amiri pozisyonunda olan davalı tanığı beyanında "davacının fazla mesai yaptığını ancak karşılığında izin verildiğini" bildirdiğinden ve davacının fazla mesai karşılığında izin kullandığına veya fazla mesai ücretlerinin ödendiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığından,  fazla mesai yaptığını iddia eden davacının bu iddiasını ispat etmesine karşın fazla mesai ücretlerinin ödendiğini veya fazla çalışmanın karşılığında serbest zaman kullandırıldığını ispat yükü kendisine düşen işveren usulüne uygun olarak yazılı belge ile ispatlayamamış olduğundan, fazla mesai alacağının reddedilmesinin hatalı olduğu- Genel tatillerde çalıştığını iddia eden işçinin iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu- Fazla çalışma yapan işçiye bu çalışmaları karşılığında serbest zaman kullandırılabileceği, ancak genel tatillerde çalışma yapılması halinde karşılığında izin kullandırılabileceğine ilişkin benzer bir yasal düzenleme bulunmadığı- Davacı işçiye genel tatillerdeki çalışması karşılığında izin kullandırıldığına dair herhangi bir belge de yer almadığından, davacının genel tatil günlerinde çalıştığı ve karşılığının ödenmediği anlaşıldığından bu talebin kabulü gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor