Davacının keşideci veya ciranta olarak yer almadığı çeklerden dolayı dava açmakta hukuki yararının bulunmayacağı -
Davacının "senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu" yolundaki iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerekeceği-
"Takip konusu edilen çeklerin rıza hilafına elden çıktığı ve keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı" iddialarına dayalı menfi tespit davasında, davalı savunmasında "çekler üzerinde grafolojik inceleme yapılmasını" istemiş; taraf vekilleri de İcra Mahkemesinde yapılan incelemeyi kabul ettiklerine dair bir beyanda bulunmamış olduklarından, mahkemece çekler üzerinde usulüne uygun biçimde imza incelemesi yapılması gerekeceği-
Davaya konu senedin kooperatif kayıtlarında kaydının bulunmadığı,davalının kooperatife borç verdiğini ispatlayamadığı,davacının lehtara borçlu olmadığı def’ini TTK.nun 687. maddesine göre senedi devralırken bilerek borçlu davacının zararına hareket eden davalı hamile karşı ileri sürebileceği,icra veznesine yatan paranın ödenmemiş olması sebebiyle istirdat talebinin reddi ile davacının bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verileceği-
Menfi tespit davası sonucunda verilen ilamların kesinleşmeden takibe konulamayacağı; bu ilam kesinleşmeden ilamda yer alan vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin bölümün de kesinleşmeden takibe konulamayacağı; istirdada dönüşen istemin de temeli menfi tespit davası olduğu için, bu dava sonucunda verilen ilamda yer alan alacağın da kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı–
Menfi tespit davası yargılama sırasında istirdada dönüştüğü hallerde ilamın icra konulabilmesi için kesinleşmesinin zorunlu olacağı-
Tüketici Kredisi Sözleşmesinden doğan ihtilafların tüketici mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği-
Elektrik sayacı çarpanının yanlış hesaplanması sonucu geriye dönük olarak eksik tahakkuk ettirilen bedelin, süresinde talepte bulunularak istenebileceği-
Dava takip konusu yapılan alacak ile borçlu olunmadığının saptanmasına yönelik menfi tespit davasıdır. Bu davada mahkemece talep gözetilerek borçlu olunmayan miktar saptanıp, bu miktar üzerinden borçlu olunmadığının tespitine karar verilmek gerekirken, borçlu olunan miktar saptanarak, “olumlu tespit” şeklinde infazda tereddüt yaratacak biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasına neden olacağı-
Çekin bir ödeme vasıtası olduğu, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü ile, çekin sipariş edilen mal bedeline karşılık avans verildiğinin kabulü gerekeceği; yargılama sırasında bir kısım malın teslim edilmesiyle, teslim edilmeyen kısım yönünden borçlu olmadıkları iddiasına karşı davacıya ispat olanağının tanınması gerekeceği-