Davalının resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği dosya içerisinde mevcut ceza mahkemesi kararından anlaşıldığından mahkemece B.K.’nun 53. Maddesi gözetilerek ceza kararının kesinleşmesi beklenerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Görülmekte olan istirdat davasının, daha önce açılan ve kesinleşen menfi tespit davasının devamı niteliğinde olduğu, davacının talebinde haklı olduğundan davanın kabulüne, davalıya ödenen 7.275.42 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren değişen oranlar uygulanmak suretiyle yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tacir olan taraflara defterlerini ibraz için kesin süre verilip bu defterlerin uzman bilirkişice incelendikten sonra karar verilmesi gerekeceği-
Vekilin mazeret istemi konusunda herhangi bir karar verilmemesi hukuki dinlenilme hakkının ihlali olarak kabul edileceği-
Davacının birinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz ettiği, buna rağmen ikinci haciz ihbarnamesi çıkarıldığı, davacının icra mahkemesine başvurarak bunu iptal ettirmesi gerektiği, nitekim icra mahkemesinin ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerini iptal ettiğinden davanın konusuz kaldığı bu nedenle mahkemece karar verilmesine yer olmadığına davacının yargılama giderleri ile sorumlu tutulmasına karar verilmesinin gerekeceği-
İcra takibinden önce yapılan ödemelerin faizli toplam alacak üzerinden değil, asıl alacak tutarından düşülmesi gerekeceği-
İcra takibinde bulunan alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için icra takibinin haksızlığının yanı sıra alacaklının kötüniyetli olarak icra takibi yapmış olmasının gerektiği, davalının icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalı aleyhine tazminata hükmedilemeyeceği-
İİK.nun 72/4.maddesi uyarınca tedbir dolayısıyla alacağının tahsili geciktirilen davalı yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken bu konuda bir karar verilmemiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Davacının süresinde ve usülüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunduğunu kanıtlayamadığı, ayıp ihbarının yerine getirilmesi hususunun ispatında tanık dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
