Belediye K. mad. 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir” hükmünün, yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden önce başlatılan icra takiplerinde uygulanamayacağı-
Şikayet niteliğindeki haczedilmezlik başvurusunun icra dosyası kapsamı da gözönünde bulundurularak, İcra Mahkemesi'nce mevcut delil durumuna göre araştırma yapılarak sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılmasının zorunlu olduğu- Haczedilmezlik şikayetine konu edilenin şeyin, belediyenin banka hesabı olması durumunda hesaptaki paraların niteliği belirlenmesi gerektiği- Borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılmasının, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmesi gerekeceği- Mahkemece banka şubesine gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine hangi hesaba haciz konulduğu da belirlenerek , haciz konulan bu hesapların tek tek hesap numaraları da belirtilerek her birinin içeriğini gösteren ekstreler de istenilmek suretiyle ,bu ekstrelerde Yargıtay denetimine de açık şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
Bilirkişi ve keşif giderleri nedeniyle istenilecek giderlerin delil avansı kabul edilip, HMK. mad. 324 uyarınca sonuca gidilmesi gerekirken, ara kararda "keşif yapılması ve bilirkişi raporu alınması için belirtilen meblağın iki haftalık kesin sürede yatırılması için borçluya süre verildiği" ve bu paranın yatırılmaması halinde, HMK. mad. 120 gereğince istemin usulden reddine karar verileceğinin ihtarı yapılmasına karşın buna uyulmadığından, icra mahkemesince haczedilmezlik şikayetinin usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, bu masrafların gider avansı olarak kabul edilmemesi gerektiği-
Borçlu vasisinin, şikayet dilekçesinde yer verdiği “...Hacizlere ilişkin bildirim borçlunun eşine yapılmış olup benim hacizlere ilişkin bildirimden ... tarihinde haberim olmuştur. Nitekim tebligat yapılan borçlunun eşinin oturduğu ev ile benim oturduğum ev farklı evlerdir. Bu nedenlerle davamız süresindedir...” şeklindeki ifadelerle, taşınmazlara ve traktöre konulan haczin bildirimine dair tebligatın usulüne uygun yapılmadığını belirttiğinden, mahkemece öncelikle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, tebligatın usulsüz olduğuna kanaat getirildiği takdirde tebligatı öğrenme tarihine göre şikayet süresinde ise işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin gerekçesine esas aldığı kıymet takdir raporunun tebliğine ilişkin olduğu belirtilen tebligat mazbatasının, icra dosyası içinde bulunmadığı, dosyada bulunan PTT sorgusundan bu tarihli tebligatın neye ilişkin olduğu da anlaşılamadığından, sonraki tebliğ tarihini taşıyan kıymet takdir raporunun tebligatına göre, şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Mahkemece bozma ilamına uyulması halinde, bozma ilamı doğrultusunda, işin esasının incelenmesi gerektiği- İlk bozma ilamının gerekçelerinin, sonraki bozma ilamının açıklaması olarak yazılmasının ve bozma ilamı gereğince şikayetin reddi gerektiği sonucuna varılmasının isabetsiz olduğu-
Borçluya gönderilen bir 103 davetiyesi bulunmadığı ve borçlunun hacizlerden daha önce haberdar olmadığı görüldüğünden, borçlunun, meskeniyet şikayeti tarihinde hacizden haberdar olduğu ve bu başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı, bunun, ücretin doğrudan doğruya avukata ödeneceği anlamına gelemediği, bu ücretin, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemeyeceği, haczedilemeyeceği- Borçlunun vekili nezdinde doğmuş bir alacağı söz konusu olmadığından istemin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olsa dahi, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-