Davalı bankanın ilgili şubesinin gerekli inceleme ve araştırmalar yapmadan sahte belgelerle çek hesabı açarak çek karnesi vermesinin objektif özen yükümlülüğüne açıkça aykırı olduğu ve bankaların, sahteciliği önlemek için hem kendisinin hemde ilgili çek hamillerinin koruyacak her türlü tedbiri almak zorunda olduğu - Dava dışı üçüncü kişi tarafından sahte belgelerle kurulan ticari işletmesi nedeniyle açılmış olup, böyle bir işletmenin gerçekten var olup olmadığı, çek hesabı açılması için gerekli şartları taşıyıp taşımadığı her türlü imkâna sahip olan davalı banka tarafından araştırılmadan çek hesabı açılmasının ve çek karnesi verilmesinin açıkça bankanın objektif özen yükümlülüğüne açıkça aykırı davrandığını kanıtlayan hususlar olarak görülmesi gerektiği bu nedenle davacının oluşan zararından sorumlu olduğu- Basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacı şirketin, akidi aleyhine yaptığı icra takibinde akidin adresinin boş olması ve akidine hiçbir şekilde ulaşamaması nedeniyle davacının akidinden tahsilat yapamadığı göz önüne alındığında gerekli araştırmaları yapmadan çeki kabul etmesinin kendi zararının doğmasına veya artmasına müterafik (ortak) kusurunun bulunduğu kabul edilip müterafik (ortak) kusur oranı belirlendikten sonra kendi uğramış olduğu zararın tazmininde bu kusur oranında indirim yapılması gerektiği-
Davacının, davalı bankadaki mevduatının ona ait nüfus ve hesap cüzdanı kullanılmak suretiyle aynı evde kaldığı arkadaşı tarafından çekilmesine ilişkin somut olayda; davalı banka tarafından davacının, dava dışı (ev arkadaşı) ile birlikte bankayı dolandırmak amacıyla el ve iş birliği içerisinde olduğu iddia ve ispat edilebilmediğinden; itimat kurumu olan bankaların aldıkları mevduatları özenle korumak zorunda olmaları ve bu konuda objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından dahi sorumlu bulunmaları karşısında davacının zararından davalı bankanın sorumlu olduğu ve zarar görenin ortak kusurunun da bulunmadığından tazminatta indirim yapılamayacağı-
Adam çalıştıran olarak 3. kişilere karşı sorumluluğu bulunan davalı kurumun sorumlu tutulabilmesi için, kendisinin kusuru şart olmadığı, kazaya karışan davalı Kuruma ait araç sürücüsünün kazada %100 oranında kusurlu olduğu göz önüne alındığında, bu hukuki durumların değerlendirilmesi ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bina yapı maliklerinin çalıştırdıkları kaynak işçilerinin faaliyeti sırasında yangının meydana geldiği, adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında kusursuz sorumlu oldukları, zarar hesabı konusunda gerek dayanılan bilirkişi raporları, gerekse bilirkişi raporlarına esas alınan ekspertiz raporunda, sovtaj indiriminin yalnızca emtia hasarının hesaplanmasında göz önüne alındığı, zarar kalemlerinden aydınlatma ve tesisat hasarına ilişkin de sovtaj tespiti hiç yapılmadığı, bilirkişi raporlarına itirazlarını değerlendiren, hüküm kurmaya elverişli yeni bir rapor veya ek rapor alınarak karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazası nedeni ile tazminat istemine ilişkin davada, davalı şirketler kendi aralarındaki sözleşmeye göre bazı yükümlülüklerini belirlemiş olsalar da, bu hükümler davalıların kendi iç ilişkilerini düzenlemekte olup, zarar gören üçüncü kişi konumundaki davacıyı bağlamayacağı- Sözleşmenin niteliği itibariyle işin başından sonuna kadar salt tedarikçinin kontrolüne bırakılmadığı, sözleşmenin anahtar teslimi şeklinde olmadığı, davalı A.Ş.'nin kontrol ve sorumluluğunun da devam ettiği anlaşıldığından, manevi tazminattan sorumlu olacağı- Davalının, üçüncü kişilere verilecek zararlardan kusursuz ve tedarikçi şirket ile müteselsil sorumluluğu bulunduğu- Davacılar, davalı sigorta şirketinden almış olduğu ödeme neticesinde ibraname düzenlenmesi sonucu maddi tazminat talebinden feragat etmiş olup, olayda hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp; davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat edildiği, aslında davanın konusuz kaldığı ve davalıların kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet verdiğinden feragat nedeniyle reddedilen tazminat yönünden davalılar lehine davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Aracın bırakıldığı yer davalı güvenlik şirketinin sorumluluğunda olmayan harici otopark olduğu, şirket çalışanlarının başkasına ait aracın anahtarını alarak onu muhafaza etme görevi olmadığı, araç güvenik şirketine güvenilerek değil davacının babası ile davalı ve dava dışı çalışan arasındaki şahsi ilişkiye binaen teslim edildiği, güvenlik şirketi yönünden kusursuz sorumluluk ilkelerine gidilmesi mümkün olmadığı, mahkemece, aracın park edildiği yerin güvenlik şirketinin sorumluluk alanında olmadığı ve aracın güvenlik şirketinin çalışanlarına şahsi ilişkiye binaen verildiği gözetilerek davalı güvenlik şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalılardan birinin davacıya ait olan, davacının fotoğrafının olduğu nüfus cüzdanını kullanarak diğer davalı noterde araç satış işlemi yaptırdığı, davalı noterin kendisine ibraz edilen nüfus cüzdanını yeterince kontrol etmeden, nüfus cüzdanında fotoğrafı bulunan şahıs ile cüzdanı ibraz eden şahsın aynı kişi olup olmadığına dikkat etmeden, ibraz edilen nüfus cüzdanına göre satış sözleşmesi düzenleyerek gerekli dikkat ve özeni göstermediği, davacının zarara uğradığı sabit olduğu, noter tarafından bunun aksi ispat edilemediği, Uğranılan zarardan davalı noterin sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerektiği-
Davacı banka, müşterisi internet bankacılığına tanımlı hesabından sms doğrulama şifresinin doğru girilmesi sonucu bilgisi dışında EFT işleminin gerçekleştirildiği, davacı bankanın güvenlik kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı GSM şirketi ve davalı bayinin müteselsilen sorumluluğuna hükmedildiği, sadece davacı bankanın güvenlik kusurunun bulunup bulunmadığı incelenerek eksik incelemeye dayalı karar verilmesinden dolayı kararın bozulması gerektiği-
Davalı şirkete taşınmak için teslim edilen emtianın kaybedildiği ve ulaşması gereken zamandan çok sonra hasarlı bir şekilde davacı tarafa teslim edildiği anlaşıldığından ve.davalı şirketin Türk Sivil Havacılık Kanunu m. 126 gereğince sınırlı sorumluluğunun aşılmasını gerektiren ağır ihmali bulunduğundan, mahkemece davalının meydana gelen zarardan sınırsız sorumluluğunun söz konusu olduğu göz önüne alınarak davacıların zararının tespit edilmesi gerektiği- Zamanında teslim edilmeyen emtianın önceden katılımı planlanan kongrede sergilenemediği göz önüne alınarak davacıların ticari itibarının zedelenip zedelenmediğinin değerlendirilmesi gerektiği-
SSK ve Bağ-Kur reçetesinin eksik çıkmasına ilişkin eylemin davacı eczanesinde kalfa olarak çalışan kişi tarafından gerçekleştirildiği, davacı eczacı, çalıştırdığı kalfanın eylemlerinden sorumlu olduğu gibi davalı Kurum ile imzalanan sözleşmenin tarafı olduğundan sözleşmeye aykırılık halinde uygulanacak işlemler de davacı hakkında uygulanması gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor