7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri gereğince tüzel kişi adına yapılacak tebligatta, tüzel kişi adına tebligatı almaya yetkili kişiye tebliğ edilmeme nedeninin tebligat mazbatasına açık bir şekilde yazılması gerekeceği-
Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden yapılan tebligatın, usulsüz olduğu ve bu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği-
Şikayetçi üçüncü kişi şirket, borçlunun çalışmakta olduğu işyeri olup, tüzel kişiliğin, İİK. mad. 355 ve 356. maddeleri gereğince sorumluluğunun bulunmadığı- İcra müdürlüğü tarafından, borçlunun maaşından kesinti yapmakla yükümlü olan kanuni muhatabın tespit edilip, onun, haciz müzekkeresinin ilk tebliğ tarihi olan tarihten itibaren yapılması gereken kesintilerden sorumlu olduğunun kabulü gerektiği- Tüzel kişiler adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek bulunmadığı; muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesinin gerçek kişiler yönünden zorunlu olduğu; hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Borçlu şirkete tebliğe çıkarılan hesap kat ihtarnamesinin işyeri sahibinin kardeşine tebliğ edilmesi halinde usulsüz olacağı- Yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi borçlu şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılmasının mümkün olmadığı-
Tebliğ evrakında muhatabın adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği hususları yöntemince araştırılmamış ve bu husus belgelenmemiş olduğundan bu yönüyle borçluya yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Borçlunun diğer borçlu şirketin temsilcisi olduğu, şirket adresinin, borçlu şahsa ait işyeri adresi olduğu hakkında kuşku ve duraksama bulunmadığından, bu adres, "tüzel kişiye ait olmakla beraber, tebligatın muhatabı (tüzel kişi olmayıp) gerçek kişi" olduğundan, tüzel kişilere tebligatı düzenleyen Tebligat Kanununu mad. 12 ve 13 'ün uygulanamayacağı; muhatabın işyerine çıkarılan tebligatın, aynı Kanun'un 17. maddesine göre yapılması gerektiği-
Şirkete çıkartılan gerekçeli karar ve davacı temyiz dilekçesinin tebliğine dair tebligatın usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmakla; Öncelikli olarak tebligatın Tebligat Kanun'unun 12, 13.maddesine göre tebliği, tebligat imkansızlığı halinde ise Tebligat Kanun'unun 35.maddesi hükmüne göre şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresine tebligatın yapılarak, tebligat parçasının dosyaya eklenmesi gerektiği-
Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu
Davalı tasfiye memurunun bilinen adresine normal tebligat çıkartılarak, tebligatın yapılmaması durumunda TK. mad.21 'in ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerektiği-
Davalı şirkete tasfiye memurunun atandığı anlaşıldığından, gıyabi hükmün şirketi temsile yetkili tasfiye memuruna, ticaret sicilinden gelecek numara ile birlikte belirtilen adresine veya mernis adresine yöntemince tebliğ edilmesi gerektiği-