Borçlu (krediyi kullanan) şirketin “İ.paşa Mah. H. Veli Camii Cad. No:46 (bu kısımdan tükenmez kalemle ok çıkarılarak “No:42” şeklinde düzeltme yapılmıştır) Ş.bey/Gaziantep” adresine gönderilen ...........Noterliği'nin ...........ihtarnamesi, “adreste çalışan isim ve imzadan imtina etmesi üzerine 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesi gereğince bağlı bulunduğu mahalle muhtarı ...imzasına tebliğ edilmiş olup düzenlenen 2 nolu ihbarname muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Durumdan en yakın komşusu No: 40/A’da (Aygaz) haberdar edildi. Çalışan bay isim vermedi.” şeklinde şerh ile 22/04/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup şikayetçi şirketi temsile yetkili kişinin adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin yapılan işbu tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerine aykırı olarak yapıldığı, bu durumda kredi borçlusuna, hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği, usulsüz tebliği öğrenme tarihinin takip tarihinden sonraki bir tarihe denk geldiği anlaşılmakla takip tarihinden önce kredi borçlusuna yöntemince hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmeden borçlu ve ipotek veren hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılamayacağı, buna göre; İİK'nun 150/ı maddesinde belirtilen şartlar oluşmadığından, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin adresine çıkartılan satış ilanına ilişkin tebligatın, "Belirtilen adreste daimi çalışan ..... imzasına tebliğ edildi" şerhi ile tebliğ edildiği görülmekle, tebliğ işlemi sırasında şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin çalışana tebliğ yapıldığı anlaşılmakla Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddeleri hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu-
Menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de; "icra müdürlüğünce satış ilanının borçluya tebliğine karar verilmesi halinde", satış ilanının tebliğ edilmemesi ya da usulsüz tebliğ edilmesinin, ihalenin feshi sebebi olduğu- Borçlu şirkete yapılan kıymet takdiri raporu ve satış ilanına ilişkin tebligatlar; "muhatabın yetkili sekreteri ... imzasına tebliğ edildi" şerhi ile tebliğ edilmişse de, tebliğ işlemi sırasında, şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise, bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin çalışana tebliğ yapıldığı, imza sirkülerine göre de tebligatı alan şahsın borçlu şirket temsilcisi olmadığı anlaşıldığından, anılan tebligatların, Tebligat Kanunu. mad. 12 ve 13 'e aykırı olup usulsüz olduğu- Borçluya yapılan satış ilanı tebligatı usulsüz olduğundan bu hususun, başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğu-
Dava dilekçesinin tebliği için çıkarılan davetiyenin bila tebliğ iade olunması üzerine ; davalı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğünden adresi sorulmuşsa da, bildirilen adresi tebliğ yapılmadan gıyapda hüküm kurulmuş olduğunda, Tebligat Kanununa göre davalıya yapılan bir tebligat söz konusu olmadığından, davalının yokluğunda yapılan yargılama sonucu hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu
Mahkemece, davalı tarafın yargılamaya katılımının sağlanması gerektiği- Mahkemece davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek, davalının delilleri toplanarak sonuca gidilmesi gerektiği- Tebligatın muhataba yapılabilmesi için, muhatabın medenî hakları kullanma ehliyetine, kısaca fiil ehliyetine sahip olması gerektiği- Fiil ehliyetine sahip olmayan kişilere tebligat yapılamayacağı bu durumda tebligatın kanunî temsilciye yapılması gerektiği- Ancak bir meslek veya sanatla uğraşan ve ayırt etme gücüne sahip küçükler veya kısıtlılar, bu meslek ve sanatın icrasından doğan borçlardan bizzat sorumlu olduklarından, bu konuda kendilerine tebligat yapılması tebliği usulsüz ve geçersiz kılmayacağı- Aksine hüküm bulunmadıkça tebligat giderlerini tebliğin yapılmasını isteyen tarafın peşin olarak ödemesi gerektiği- Tebliğ gideri verilen süre içinde yatırılmaz ise, talep eden kişinin bu isteminden vazgeçmiş sayılacağı- Dava dilekçesinin karşı tarafa tebliği için tebliğ gideri peşin verilmemiş ve verilen makul süre içinde yattırılmamış ise, dava hakkında 1086 sayılı Yasanın 409 uncu maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği- Tebligatın kural olarak muhatabın kendisine yapılması gerektiği- Muhatap adresinde bulunmadığı takdirde, onun yerine tebligatı kabule yetkili kişilere yapılacağı- Muhatabın konut adresinde süreklilik arz edecek şekilde birlikte oturan aile halkından biri veya varsa birlikte oturduğu hizmetçi tebligatı almaya yetkili kişiler olarak kabul edildiği- Yetkili kişilerin görünüşe nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği- Tebligat yapılacak gerçek kişi işyeri, işletme veya iş sahibi ise, işyerinde bulunmaması halinde daimî işçisine yapılan tebligatın geçerli olacağı- Adreste tebligatın, gerçek veya tüzel kişinin bilinen en son adresinde yapılması gerektiği- Adres niteliğinde bulunmayan yerlerde, örneğin inşaat halindeki binalarda tebligatın  yapılamayacağı- Tebligat evrakına adresin doğru ve okunaklı olarak yazılması gerektiği- Bir kişinin adresinden başka bir yerde tebligat yapılabilmesi o kişinin tebligatı kabul etmesine bağlı olduğu- Ev adresine çıkarılan tebligatın herhangi bir nedenle yapılamaması nedeniyle iş adresinde yapılması durumunda, tebligatın geçerli kabul edildiği-
Tebligat tarihi itibari ile şirketin ticaret sicilinde kayıtlı şirket temsilcisinin münferit olarak başka bir kişi olduğu ve dolayısıyla tebligat yapılan kişinin şirketi temsile yetkili olmadığından, tebligat işleminin Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine aykırı olmakla usulsüz olduğu, mahkemece öğrenme tarihinin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerekeceği-
K. takdir raporu ve satış ilanı tebliğ tarihlerinde satış ilanının tebliğ edildiği kişinin temsil yetkisinin satış ilanı tebliğinden önce sona ermiş olduğu anlaşılmakla, borçlu şirkete yapılan kıymet takdiri ile satış ilanı tebliğ işlemi usulsüz olup ihalenin feshi gerekeceği-
Mahkemece derneğin yönetim kurulu üyelerinin listesi temin edildiyse de, tebliğ mazbatası üzerinde iş yeri müdürü sıfatıyla imzası bulunan kişinin tebliğ anında dernekte yetkili temsilci ya da müdür olarak çalışıp çalışmadığı ya da yönetim kurulu üyeleri tarafından atanan ve onların yokluğunda tebliğ alabilecek konumda memur ya da görevli sıfatının olup olmadığı araştırılmadığından, mahkemece, tebliğ mazbatası üzerinde iş yeri müdürü sıfatıyla imzası bulunan kişinin anılan dernek içerisinde temsilci veya müdür olarak çalışıp çalışmadığı ya da kendisine tebliğ yapılabilecek herhangi bir görevi olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar vermek gerekeceği-
Borçlu şirketin yetkilisinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin daimi çalışana  yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Mahkemece tebligatların usulsüzlüğü kabul edildiğine göre, Teb. K'nun 32. maddesi uyarınca, öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Anonim şirketlerde yönetim ve temsili düzenleyen TTK' nun 365 ve bunu izleyen maddelerinde, şirket yetkili temsilcisinin görev süresi sona erdiğinde, bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığına ve şirketin organsız kalması da mümkün olmadığına göre, yerine yenisi atanmadığı sürece temsil yetkisinin devam edeceğinin kabulü gerekeceği, bu durumda satış ilanı tebliğ tarihinde söz konusu kişinin temsil yetkisinin devam ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda tebliğ tarihi itibari ile şirketin yetkİlisi adı geçen kişi olduğundan asile yapılan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre usulsüz olduğu-