İİK' nın 45.maddesinde; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki İİK'nın 167.madde hükmünün mahfuz olduğu, aynı kanunun 167.maddesinde ise; alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunabileceği-
Uyuşmazlık; somut olayda alacaklı tarafından borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibine konu borcun aynı borç ilişkisinden kaynaklanması karşısında 2004 sayılı Kanun’un 45 ve 167 nci maddeleri uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibinin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
Tercih hakkının kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yönünden kullanılması sebebiyle, daha sonra başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinin iptaline karar verilmesi yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibine ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu borcun aynı borç ilişkisinden kaynaklanması karşısında mükerrer olan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin iptalinin gerektiği-
Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibine ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu borcun aynı borç ilişkisinden kaynaklanması karşısında mükerrer olan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin iptalinin gerektiği - Öte yandan borçluların alacaklı ile borçlu şirket arasındaki kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldıkları, ipotek veren sıfatlarının bulunmadığı ve haklarında aynı alacağa ilişkin olarak şikayete konu kambiyo takibi dışında bir takip başlatılmadığı görülmüş olup bu borçlular yönünden şikayete konu kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmasında usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Alacağı rehinle temin edilmiş olan rehin alacaklısı (kural olarak) ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunda olduğundan, mükerrerlik iddiasının ancak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip dışındaki diğer takipler yönünden ileri sürülebileceği (İİK 45/1)- Alacaklı vekili tarafından genel haciz yolu ile ilâmsız takibe girişildikten sonra tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takibin mükerrerlik nedeniyle iptaline karar verilemeyeceği-Alacaklı vekili tarafından kambiyo senetlerine özgü takip başlatılmadığından, İİK 45/3 ve 167/1'in somut olayda uygulanma kabiliyeti olmadığı (alacaklı vekilinin tercih hakkı bulunmadığı)-
Söz konusu takip dosyalarıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığının, alacaklının aşamalardaki beyanları gereğince takip dosyasına konu alacağın aynı borç ilişkisinden kaynaklandığının anlaşıldığı, her ne kadar ilgili kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de, somut uyuşmazlıkta, öncelikle ipotek senedine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine geçildiğinden, alacaklının tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup, aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapamayacağı, aksi halde aynı alacak için aynı borçluya karşı derdest bir icra takibi var iken mükerrer olarak ikinci bir takibin yapılmasının söz konusu olacağı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğu, o halde Bölge Adliye Mahkemesince, borçlular yönünden derdestlik nedeniyle yani tercih hakkının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yönünden kullanılması sebebiyle kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı borçlu şirket yönünden ............... İcra Dairesinin .............. sayılı takip dosyasında ve .............. İcra Dairesinin .................. sayılı takip dosyasında borçlu olarak yer almadığından İİK 45. maddesine dayalı olarak takibin iptalini talep edemeyeceği dikkate alınarak şikayetinin reddine karar verilmesi, diğer davacı borçlu şirket yönünden ise derdestlik nedeniyle yani tercih hakkının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yönünden kullanılması sebebiyle kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Davalının borcunun şahsi borç olup, İİK. 45 madde hükmüne göre davacı bankanın alacağını 4 adet ipotekli taşınmazı paraya çevirip alma imkanı varken, mahkemece diğer davalılara yapılan hisse devirlerinin mal kaçırma amacıyla yapıldığı gözetildiğinden bahisle tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
........ kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olup, ipotek asıl borçlu şirket ve kefil ..........'nin borcunu teminat altına almak üzere tesis edildiğinden hesap kat ihtarnamesinin tebliğine rağmen ihtarın sonuçsuz kalması, ipotekli takip dosyasında yapılan kıymet takdir raporuna ve rehin limitine göre de alacağın tamamının rehin tutarı ile karşılanamadığı belirgin olduğundan alacağın tamamı üzerinden müteselsil kefil aleyhine takip başlatılmasında hukuka aykırı bir durumun bulunmadığı- Müşterek borçlu müteselsil kefil ...........'nin verdiği ipoteğin 3.000.000,00 TL' ye kadar asıl borçlu şirket ile kendisinin kefalet borçlarının teminatı olarak tesis edildiği, ipotek teminat limiti olan 3.000.000,00 TL'nin alacak miktarını karşılamayacağı açık olduğu, buna göre aleyhlerine ipotekli takip yapılabileceği, ipoteğin karşılamadığı arta kalan borç miktarı için ise İİK'nın 45. maddesi kapsamında olmadığından ilamsız icra takibi başlatılabileceği, dolayısıyla 3.000.000,00 TL yönünden takibin asıl borçlu şirket ve kefil ............. yönünden iptali ve bakiye alacak için genel haciz yoluyla takibe devam olunabileceği-