Miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunulduğu halde, istek aşılmak suretiyle, dava dışı bir mirasçı da olduğu gözardı edilerek, tüm mirasçılar adına tescil kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, vasiyetnamenin açıldığı dava dosyasında davacının vasiyetnamenin iptali için dava açmayacağını bildirdiği, dolayısıyla mahkeme huzurunda hakkın doğumundan sonra hakkından vazgeçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğine göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı L. yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu-
Sahtecilik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, terekeye iade, olmazsa tenkis istemine ilişkin davada, tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardan olduğu, tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşulun, mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlararası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olması gerektiği-Ölüme bağlı tüm tasarrufların tenkise tabi olduğu (vasiyetname, miras taksim sözleşmesi vs.), ölüme bağlı tasarruflar yanında tenkise tabi sağlararası tasarruflar bulunduğu gibi ölümden 1 yıl önce yapılan bağışların koşulsuz tenkise tabi olduğu- Ölümden 1 yıl sonra yapılanlarda saklı payı ihlal kastının araştırılması zorunlu olduğu- Somut olayda, temliki tasarruflar mirasbırakanın ölüm tarihinden evvelki bir yıldan daha önce gerçekleştirildiğine göre, öncelikle anılan tasarruflar bakımından saklı payı zedeleme kastının varlığının davacı tarafça ispatlanmasının zorunlu olduğu-
Muvazaa iddiasına dayalı davaların hiçbirinin hak düşürücü süreye ya da zamanaşımına (3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinin uygulanması gereken haller hariç) tabi olmayıp, her zaman açılabilecek davalardan olduğu; zira, süre ya da zaman geçmekle muvazaalı işlemin geçerli hale gelebilmesine yasal olanağın olmadığı- Mirasbırakanın davalılara 14.06.1967 tarihinde bağış suretiyle pay temliki işleminde, 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri olmadığı; miras bırakanın ölüm tarihi olan 21.08.1967 tarihinde yürürlükte bulunan 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin tenkisle ilgili hükümlerinin davada dikkate alınacağı- 743 sayılı yasanın 513. maddesi uyarınca “Tenkis davasının mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren bir sene içinde açılabileceği, diğer tasarruflarda mirasın açılma tarihinden itibaren beş yıl geçmesiyle düşeceği " hükme bağlandığından davalıların süresinde zamanaşımı definde bulunmadıkları; mahkemece, mirasbırakanın ölüm tarihi gözetilmek suretiyle açılan tenkis davasında, zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karara verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda zamanaşımı söz konusu olmayıp, işlemin muvazaalı olması durumunda üzerinden bir zaman geçmesi halinde geçerli hale gelmeyeceği ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabilip, muris muvazaasına dayalı olarak dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceğinden mirasbırakanın davalıya yaptığı temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı belirlenip karar verileceği-
Mirasbırakan tarafından davalıya çıplak mülkiyetin satışı şeklinde gerçekleştirilen temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğru olup; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davaların konusunun kural olarak mirasbırakan tarafından temlik edilen taşınmaz veya paylar olacağı-
Sabit tenkis oranının, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan oran" olduğu- Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekeceği- Mahkemece kazandırmaya konu tereke ile kazandırma dışı terekenin tespiti yönünden ilgili tapu kayıtlarının dosyaya alındığı, mahallinde mahkemece davaya konu taşınmazların değerlerinin tespiti yönünde keşif yapıldığı ve bilirkişi raporlarının alındığı, ancak mahkemece yapılan tenkis hesabında murisin bir kısım taşınmazlarda iştirak halinde mülkiyete sahip olduğu hususuna dikkat edilmeksizin iştirak hisse oranının tümü üzerinden hesaplama yapılmasının ve yine murisin mirasçıları tarafından vergi dairesine ibraz edilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde murisin 5.000 TL nakit parasının olduğu belirtildiği halde bu paranın murisin terekesinin aktifine dahil edilmeden hesaplama yapılmasının isabetsiz olduğu-
"Muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olup; miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devrettiği; ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği- Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK)706.Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26.maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların, dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, tazminat, olmadığı takrirde tenkis isteklerine ilişkin davada, dava konusu taşınmazların imar uygulamasına dayanak tüm kayıtlarının getirtilmesi, davalının kadastro parselindeki payının ne oranda imar uygulamasına yansıtıldığı hususunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri- Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesinin, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu-