Taraflar dava konusu taşınmazı borçlunun borcuna karşı devredildiğini kabul ettiklerine göre davalı 3. kişinin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişi olduğunun anlaşıldığı- Davalı 4. kişinin kişinin, dava konusu gayrimenkulün satış bedelini ödediğine dair dosyaya belge sunamaması, tapuda gösterilen değeri ile gerçek değeri arasında misli aşan fark olduğunun anlaşılması ve davalı 3. kişi ile aynı memleketli olmaları, davalı 3. kişinin davalı borçludan alacağının bulunması gerekçesi ile davalı 4. kişinin de davalı borçlunun durumunu bilebilecek durumda olduğu gerekçesi ile davalı 4. kişi yönünden de davanın kabulüne karar verilmişse de dosya içerisinde yer alan bilgi belge ve beyanlara göre davalı 4. kişinin davalı borçlunun durumunu İİK 280/1 hükmü gereğince bilen ve bilmesi gereken kişi olduğunun davacı tarafından ispat edilememesine göre davalı 4. kişi yönünden davanın reddine davalı 3. kişi yönünden de dava konusu gayrimenkulün davalı 4. kişiye devredildiği tarihteki gerçek değeri üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Uygulamada alacak-borç ilişkisi daha önce başlamasına rağmen alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin atıldığının sıklıkla görüldüğü, bu nedenle davacı alacaklı, borcun doğumunun takip dayanağı bonoların ve ilamsız takibe konu alacağın tanzim tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürerse mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağının verilmesi, gerekirse davacı alacaklı ile borçlu isticvap edilerek senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişkinin sorulması, gerektiğinde davacı ile davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerekeceği- Taraf beyanlarından davacı 3. kişi ile davalı borçlunun hayat arkadaşı oldukları, aralarında sonradan bir ilişki olduğu kabul edildiğinden, İİK.nın 280. maddesi kapsamında 3. kişinin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının bildiği veya bilinmesini gerektiren kişilerden olmasına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece, İİK'nın 283. maddesi gereğince davalı 3. kişinin taşınmazı elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekirken miktar belirtilmeksizin hüküm kurulmasının isabetli olmadığı-
Mahkemece konusunda uzman bilirkişiden, tasarruf tarihi itibari ile doğmuş vergi borcunun da tespiti yapılarak, tasarruf tarihi itibari ile doğmuş olan vergi aslı ve fer'ileri üzerinden iptal kararı verilmesi gerekirken, uzman bilirkişide rapor alınmaksızın, davacının dava dilekçesinde belirttiği dava değeri üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Dava konusu taşınmazın davalı borçlu tarafından davalı üçüncü kişiye satıldığı, bu halde tapudaki satış bedeli ile bilirkişinin belirlediği gerçek değeri arasında önemli fark bulunmadığı, tapu resmi belge niteliğinde olduğundan burada yazılı miktarın ödediğine ilişkin ayrıca bir belge aranmasına gerek bulunmadığı, davalı borçlu ile üçüncü kişi arasında akrabalık veya yakınlık, olmadığı , alacaklı İİK'nun 280. maddesi kapsamında borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen şahıslardan olduğu da ispatlamadığından, davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekeceği- Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiliğe başvuramayacağından, mahkemece İİK'nun 277 madde koşullarına göre bir değerlendirme yapmak üzere dosyanın bilirkişiye verilmesinin isabetsiz olduğu- Davanın bedele dönüşmesi halinde ve dördüncü kişinin iyiniyetli olması halinde, üçüncü kişinin elinden çıkardığı tarihteki değeri oranında tazminattan sorumlu tutulması gerekeceği-
Davalı 3. kişiye kredi kullandıran 6. kişi konumundaki bankanın ipotek borcu ödenmediği için taşınmazı borcun bir yıl içerisinde ödenmesi halinde geri verilme şartıyla devraldığı uyuşmazlıkta, bankanın İİK 280/1 maddesi kapsamında kötüniyetinin ispatlanamadığı, bu durumda dava konusu taşınmaz yönünden davacının takip konusu dört takip dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak İİK 283/2 maddesi gereğince tazminattan davalılar 3. ve 4. kişinin sorumlu olacağı- 5.ve 6.kişi konumundaki davalılar yönünden bedel farkı ve mutad ödeme aracı olmama olgusunun iptal nedeni olmadığı-
Dava konusu taşınmazın davalı üçüncü kişi tarafından davalı ......’in murisine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satıldığı, ancak tapusunu vermediği için açılan ferağa icbar davasını kazandığı adına tesciline karar verildiği, bu nedenle de davalı ....... hakkındaki dava yönünden davanın esastan reddine karar verildiği anlaşılmışsa da; belirtilen taşınmaz ile ilgili davada davanın İİK’nın 283/2 maddesi gereğince bedele dönüştüğü düşünülmeden, infaz kabiliyeti olmayacak şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davanın BK’nın 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali olarak nitelendiği ve buna göre aciz belgesi aranmaması gerektiği, davada daha sonra İİK’nın 278-279 ve 280 koşullarının kararda tartışılmış olmasının çelişkili ve hatalı olduğu- Davacı alacaklının BK’nın 19.maddesine dayalı olarak açtığı muvazaalı işlemin iptali davasında, işlemin tarafları olan borçlu, üçüncü kişi, dördüncü kişi ve devir silsilesi içinde kalan tüm kişiler arasındaki işlemin muvazaalı olduğunu ispatlaması gerektiği, bu davalarda İİK’nın 283/2. maddesinde bedele dönüşme hükmünün kıyasen uygulanmasının mümkün olmadığı-
Davalı borçlunun Komutanlık nezdindeki hakedişinin ödemesinin muvazaalı olarak üçüncü kişiye temlik edildiği iddiasıyla açılan (İİK 277 vd.) iptal davasında, davacıya, iptal edilen dava konusu alacağın temliki işlemi nedeni ile Komutanlık nezdinde davalı borçlunun hakedişlerinden davalı üçüncü kişiye ödenen miktarın tam olarak ne kadar olduğunun Komutanlık'tan belgeleriyle birlikte sorularak tespiti ile bu miktarın davacı bankanın icra takibine konusu alacak ve fer'ilerini geçmemek üzere davalı üçüncü kişiden tahsili ile davacıya verilmesine, alacağın temliki işlemi nedeniyle dava dışı Komutanlık tarafından davalı üçüncü kişiye henüz ödenmeyen miktar varsa bu miktar üzerinde davacıya icra takibine konu alacağını geçmemek üzere haciz yetkisi verilmesine karar verilmesi gerektiği-
İzale-i şuyu dosyasında iki ihale arasındaki fark nedeni ile borçlu olan davalının alacağın ödenmediği, davalı borçlunun adına kayıtlı taşınmazlarını akrabası davalıya devrettiğinden bu tasarrufun izale-i şuyu dosyasındaki borç ile sınırlı olmak üzere iptaline ve davacı alacaklıya bu dosya borcu için satış isteme hususunda yetki verilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlunun iş yerinin devredilmesine göre söz konusu tasarrufun; İİK’nın 280/son maddesi gereğince, ticari işletme devri mahiyetinde olup olmadığı tartışılmaksızın ve davalı 3. kişi ile davalı borçlunun faaliyet alanı aynı olan asansör işinde olduğu hususu dikkate alınmaksızın mahkemece yazılı olduğu şekilde hüküm tesisinin isabetli olmadığı- Mahkemece davacı alacaklı tarafından, gayrimenkulün devredildiği 4. kişi ve 5. kişi konumundaki kişilerin kötü niyetli olduğunun ileri sürülmesi halinde adı geçenlerin davaya dahil edilip edilmeyeceği hususunda seçimlik hakkının hatırlatılması, davaya dahil ettiği takdirde 4. kişiye ve 5. kişiye tebligat yapılarak davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, aksi halde üçüncü kişi yönünden davanın tazminata dönüştüğü kabul edilerek tarafların iddia ve savunmaları dinlenip, delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-