Somut olayda davacının bu davadaki amacının, borçlu aleyhinde başlatılan icra takip dosyasındaki alacağının tahsiline yönelik olarak, muvazaalı olduğunu ileri sürdüğü hukuki işlemin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamak olduğu - Yargılama sonunda davaya konu edilen satış işleminin muvazaalı olduğunun kanıtlanması halinde davacının dava konusu maldan alacağın tahsili için yararlanabileceği - Ancak davacının bu hakkının ayni değil, şahsi sonuç doğuracağı, muvazaalı işlemin kanıtlanması durumunda tapunun iptaline değil, İİK'nun 283/1. maddesinin kıyasen uygulanarak, iptal ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına karar verileceği - Davada güdülen amaç da bu olduğundan, davacının karşılanması gereken bir alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, satış işleminin muvazaalı olup olmadığının araştırılması, bu durumların gerçekleştiğinin anlaşılması halinde ise İİK'nun 283/1. maddesinin kıyasen uygulanmasıyla tapu iptal edilmeksizin davacının alacağını almasını sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilme yetkisi verilmesi yönünde hüküm kurulması gerektiği - Muvazaanın her türlü delil ile ispat edilebileceği - Davalıların kardeş olduğu, davalı X'in 5.10.2018 tarihli ESD araştırması incelendiğinde, ev hanımı olduğu gelirinin olmadığı, üzerine kayıtlı gayrimenkullerin ev ve işyeri olduğu, dava konusu edilen taşınmaza değinilmediği, taşınmazın devir tarihindeki değerinin 118.544,60 TL olmasına rağmen 6.000,00 TL'ye devredilmesi, davalıların kardeş olması sebebiyle davalının iyiniyetinin olmadığı, diğer davalının davacıdan mal kaçırmak amacıyla bu taşınmazı devrettiğini bilebilecek durumda olduğu ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları da göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafın muvazaa iddiasının ispat edildiği -
Takibin yenilenmesi istemini reddeden müdürlük işlemini şikayet üzerine verilen kararın niteliği ve takipteki alacak miktarı (43.850,00 USD) dikkate alındığında kararın kesin nitelikte olmadığı- Tatbik edilen ihtiyati hacizler ödeme emrinin tebliği ve ödeme süresinin geçmesi ile kesin hacze dönüştüğünden, haciz isteme hakkının düşmeyeceği ve bu durumda, haciz talep edilmediğinden bahisle "dosyanın işlemden kaldırılmasına" karar verilemeyeceği- İcra müdürlüğünün "takibin yenilenmesi" isteminin aciz vesikası verilmesinden itibaren bir yıl içinde talepte bulunulmadığı gerekçesi ile reddine yönelik işleminin İİK. m. 78 hükmüne aykırı olduğu-
Takibin tarafı olmayan şikayetçi (iptal davasının davalısı) üçüncü kişinin, dosyanın işlemden kaldırılmasını (İİK. 78) talep edemeyeceği- Aktif husumetin dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar mevcut olması gerektiği- Taşınmazın kayden maliki olan şikayetçi-üçüncü kişinin İİK. 106, 110 gereğince şikayette bulunmakta aktif husumeti bulunsa da, şikayet tarihi itibariyle bulunan aktif husumetin, şikayetçinin kayden maliki olduğu taşınmazın ihalede davalı alacaklıya satılması ve ihalenin kesinleşerek  tescil yazısının yazılması ile sona erdiği-
Satın aldığı taşınmaz nedeni ile hakkında tasarrufun iptali davası açılan davacı üçüncü kişinin takibin düşürülmesine karar verilmesini istemekte hukuki yararı ve dava açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığı-
Davacının ıslah dilekçesi ile TBK m. 19 'a dayandığı beyan etmesi durumunda mahkemece tasarrufun iptali davasının İİK 277 vd. uyarınca değerlendirilmesinin hatalı olduğu- Buna karşın borca mahsuben yapılan taşınmaz devrinin mutad ödeme olmaması nedeniyle İİK m. 279/1-2 uyarınca tasarrufun iptaline karar verilen uyuşmazlıkta, dosyadaki diğer deliller ve davalının "davalı borçlunun durumunu bildiğini, taşınmazı ona yardım etmek için satın aldığını" beyan ettiği gözetildiğinde davanın kabulüne ilişkin verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Borçlu ve üçüncü kişi arasındaki tasarrufun ardından kötü niyeti ispatlanmış dördüncü kişinin tasarrufunun iptal edilecek şekilde bir silsilenin takip edilmesinin gerektiği- Dördüncü kişi iyiniyetli ise dava bedele dönüşeceği- Somut olayda, mahkemece borçlu ile üçüncü kişi arasındaki akrabalık nedeni ile davalının borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu kabul edilmesine rağmen bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi, ardından silsileyi koparacak şekilde davalı ... yönünden kabul kararı verilmesi isabetli olmadığı-
Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için diğer dava koşulları yanında kesinleşmiş bir alacağın varlığı ve yargılama boyunca da alacağın varlığının devam etmesi gerektiği- Davacının alacağının yargılama sırasında tamamen ödenmesi halinde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Kredi borcunun davalı üçüncü kişi  tarafından kapatıldığı ve buna göre davalı üçüncü kişi yönünden İİK m. 278/2 de belirtilen dava konusu gayrımenkulün tapuda gösterilen değeri ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasında misli aşan fark olmasına ilişkin iptal sebebinin gerçekleşmediği- Dava konusu gayrımenkulün ticari işletme niteliğinde bir dükkan olması, davalı üçüncü kişinin söz konusu gayrımenkulü devralarak işletmeyi devam ettirmesi, aynı binada yer alan ve davalı adına bulunan başkaca bir gayrimenkulü de satın aldığının tespit edilmiş olması karşısında davalı üçüncü kişinin hem davalı borçlunun durumunu bilen kişi olduğu (İİK m. 280/1) hem de dava konusu devir işleminin İİK m. 280/3 hükmü gereğince de iptale tabi olduğu- Bölge Adliye Mahkemesince davalı dördüncü kişinin de dava konusu gayrımenkulü gerçek değerinde satın aldığının ispat edilememiş olması gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmişse de, Tasarrufun iptali davalarında davalı dördüncü kişi yönünden iptale karar verilebilmesi için salt bedel farkının yeterli olmadığı, davalı dördüncü kişinin davalı borçlunun durumunu bilen veya bilmesi gereken kişi olduğunun, yani kötü niyetli olduğunun davacı tarafından ispat edilmiş olması gerektiği- Davalı dördüncü kişi ile davalı borçlu arasında iş, arkadaşlık, tanıdıklık gibi herhangi bir ilişkinin, kötü niyetinin olduğunun, davacı tarafından ispatlanamadığı anlaşıldığından, davalı dördüncü kişi yönünden davanın reddine ve davalı üçüncü kişi yönünden ise dava konusu gayrımenkulün onun tarafından davalı dördüncü kişiye devredildiği tarihteki gerçek değerinin icra dosyadaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere tahsiline karar verilmesi gerektiği-
TBK m. 19'a dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin davada, davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK m. 283/1,2 kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği, ancak bunun üçüncü kişinin tazminatla sorumlu olacağı anlamına da gelmediği- Muvazaa nedeniyle açılan davada taşınmazlarla ilgili devirlerin iptaline karar verilebilmesi için taşınmazları devir silsilesi içindeki tüm satışların muvazaalı olduğunun ispatlanması gerektiği- Taşınmazları devir alan dava dışı kişilerin, yine bu kişiler tarafından da devredilmişse son devre kadar tüm kişilerin de davaya dahil edilerek, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi, davaya dahillerinin talep edilmemesi halinde ise bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Bu davada dava değerini; davacının icra takibine konu kesinleşen alacak miktarı ile iptali istenilen tasarrufların değerinden hangisi az ise o değer oluşturduğundan, daha düşük olan davacının icra takibindeki kesinleşen alacağı üzerinden yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği, icra takibinin dava tarihindeki güncel kapak hesabı üzerinden değerlendirme yapılamayacağı-
4. kişi hakkında iptal kararı verilebilmesi için onun, İİK'nun 280/1 maddesi kapsamında kötü niyetli olduğunun, yani borçlunun durumunu ve amacının bilerek tasarrufta bulunduğunun davacı tarafından ispatlanması gerekeceği- Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde, İİK'nun 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada, üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği- Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece re'sen araştırılması gerektiği-