Mahkemece dava konusu taşınmazın davalılar arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya icra müdürlüğü dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken, icra dosyası belirtilmeksizin sadece “tasarrufun iptali ile davacıya cebri icra yapabilme yetkisi tanınmasına" şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davalı borçludan dava konusu taşınmazları satın almış olan üçüncü kişinin bu taşınmazları elden çıkarmış olması halinde, davanın bedele (tazminata) dönüşmüş olacağı-
Asıl borçlunun taşınmazlarını eşi ve çocuklarına muvazaalı olarak devretmesi üzerine açılan tasarrufun iptali davasının kabulü üzerine, bu kararın infazı için iptal edilen intifa hakkını kiralamak sureti ile kullanmakta olan davalı kiracı şirket nezdindeki alacaklara haciz konulduğunu ve dosyaya yapılan ödeme ile aylık kiranın gerçek rayiç kira bedelini yansıtmadığı, İİK. 120/2 maddesi gereği kira tespit davaları açabilmeleri için kendilerine icra dosyası ile verilen yetki üzerine taşınmaza ait aylık kira bedelinin ....TL olarak tespitine karar verilmesi istemi- Kira bedelinin tespiti davası-
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda..
Tasarrufun iptali davasının bedele dönüşmesi halinde yapılacak işlem-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, davalı üçüncü kişinin, davalı borçlunun halası olması sebebi ile davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunun da anlaşılmasına ve bu durumun aksinin de ispat edilememiş olmasına göre, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- İİK.’nin 283/II maddesine göre de iptal davası, dava konusu mal ve hak, lehine tasarruf yapılmış olan üçüncü kişinin elinde ise iptal davasının konusu o mal veya hak üzerinde cebri icraya devam edilmesi, lehine tasarruf yapılan kişi o mal veya hakkı elinden çıkarmış ise o zaman davanın konusu üçüncü kişinin o mal veya hakkın değeri oranında tazminata mahkum edilmesi gerekeceği-
Haciz tutanağının İİK.’nin 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olmasına, davanın 5 yıllık süre içerisine açılmış olmasına, ivazlar arasında önemli oransızlık bulunmasına, alacağa mahsuben yapılan satışın mutad ödeme olarak kabulünün mümkün olmamasına göre, mahkemece tasarrufun iptaline karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Davalı borçlunun şirket ortağının eşi davalı üçüncü kişiye ve onun da diğer davalılara satılan taşınmazlardaki hisse satış işlemlerinin tasarrufun iptali gereken işlem niteliğinde olduğu- Davanın kabulü ile, davalı borçluya ait hissenin davalılara satışına ilişkin tasarruf işleminin icra dosyasındaki alacak ve ferileri toplamı ile sınırlı olarak iptaline, davacıya haciz ve satış yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda..
Tasarrufun iptali davalarında, dava değerini, takip konusu alacak miktarı ile iptaline karar verilen şeyin değerinden hangisi az ise o değerin oluşturduğu, mahkemece, bu ilke dikkate alınmadan hangi değerin esas alındığı belirtilmeden ve neyin esas alındığı anlaşılamaz şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-