Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davalı sigorta şirketi dışındaki davalı haksız fiil sorumlusu olup herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın kaza tarihinde yükümlü olduğu tüm borçlar yönünden temerrüde düşeceğinden davacı dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminata kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesini talep ettiği halde, mahkemece davalı sigorta şirketi bakımından tüm alacak için dava tarihi yerine dava ve ıslahla artırılan kısım bakımından ıslah tarihinden itibaren; davalı sigorta şirketi dışındaki davalı bakımından maddi tazminat yönünden kaza tarihi yerine dava ve ıslahla artırılan kısım bakımından ıslah tarihinden itibaren, manevi tazminat yönünden kaza tarihi yerine dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı- Manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereği manevi zarar karşılığı olarak istenebilecek manevi tazminatın bölünerek istenemeyeceği-
Davacının “adam çalıştıran” konumunda olup, sahtecilik işlemi yapan çalışanını seçmede ve denetlemede TBK’nın 66. maddesi uyarınca özen yükümlülüğüne uygun davranması gerektiği, Yükümlülüğe aykırı davranılması halinde adam çalıştıranın zararın oluşumunda müterafik kusurlu kabul edileceği, mahkemece öncelikle tarafların kusur oranlarının tespit edileceği-
Mahkemece arıların ölüm nedeninin ve bu sonucun oluşmasında davalıların eyleminin etkisinin, gerekirse keşif icra edilerek ve arıcılık faaliyetinden anlayan bir bilirkişinin de yer aldığı uzman bilirkişi heyeti marifetiyle tespit edilmesi ve rapor sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Harita mühendisinden alınan asıl ve ek raporlar ve ziraat mühendisi raporları doğrultusunda; davacıya ait taşınmaza zarar verdiği iddia edilen atık suyun, davacının taşınmazına ulaşmadığı ve bu parsel ile atık suyun ilişkisinin tespit edilemediği anlaşıldığından, davacının iddia ettiği ürün zararının davalının eylemi sonucunda meydana geldiğinin ispat edilemediği-
Davacının kaçak olduğu iddiasıyla el konulan ve ceza yargılaması sırasında kendisine iade edilen traktörünü el koyma tarihi ile kendisine teslimine kadar geçen sürede kullanamamış olmaktan mütevellit zararını talep ettiği anlaşıldığından, bu husus üzerinde yeterince durulmadan ve uyuşmazlığın mahiyeti de gözetilerek, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmadan, davacının zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise kapsamı belirlenmeden karar verilemeyeceği-
Aracın kaza günü yolcu taşımacılığı yapan araç olduğu, aracın kaza tarihini kapsayan taşımacılık mali sorumluluk sigortasının dava dışı sigorta şirketi nezdinde ölüm ve sakatlanma kişi başına 250.000,00 TL teminat limitli poliçeyle yapıldığı anlaşıldığından mahkemece, kazaya karışan aracın zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortasının bulunması, trafik (zmss) sigortacısına ancak taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitinin üzerinde bir zararın tespiti halinde limitin üzerinde kalan kısım yönünden başvurulabileceği, aktüer raporunda belirlenen tutarın (148.697,24 TL) taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitini (250.000,00 TL) aşmadığı gözetildiğinde kazaya karışan aracın trafik (zmss) sigortacısı sigorta şirketine karşı açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı sigorta şirketinin, ZMSS poliçesinden kaynaklanan sorumluluğunun, azami poliçe teminat limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve gerçek zarar ile sınırlı olduğu- ZMSS Genel Şartlarında "dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin teminat dışı kaldığı" açıkça belirtilmiş olup, kazanç kaybı, gerçek zarar dışında aracın hasarlanması nedeniyle uğranılan dolaylı bir zarar olduğundan, davalı sigorta şirketinin kazanç kaybından sorumluluğuna karar verilemeyeceği-
Aracın, yol ortasında bulunan su birikintisi nedeni ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğünce bakım ve temizliğinin yapılmaması, yolda uyarıcı levha bulunmaması sonucunda kazanın gerçekleştiği iddia edilmiş olması bakımından KTK’nın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği yani yürütülen kamu hizmetinin kusurlu işletildiği, meydana gelen kazada hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu-
Davacı vekilinin, davacının idaresindeki aracın seyir halindeyken kontrolden çıkarak trafik kazası meydana geldiğini, araçta maddi hasar oluştuğunu ve davacının yaralandığını, yağmur nedeniyle meydana gelen selin yolda bıraktığı toprak ve kum yığınının kazaya sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, yol çalışması yapan yüklenicinin kusurlarından ihale makamı olarak Karayolları Genel Müdürlüğünün de sorumlu olduğunu belirttiği davada, İdari Yargının görevli olduğu- Dava, dava şartı bulunmadığından ve yargı yolu nedeniyle usulden red edildiğine göre AAÜT'nin 7.maddesi uyarınca tarifenin 2.kısmının 2.bölümünde yazılı miktarı geçmemek üzere 1.800,00 TL maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği-
Davacıya hükmedilen 556,43 TL maddi tazminat miktarının kesin nitelikte olduğu-  Davacı tarafından imzalı (parmak izi) ibraname bulunduğundan ve KTK'nın 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gözetildiğinde davacının tazminat talebinin, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-