TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > Madde 49 - I. Genel olarak
Bilirkişi raporlarının yargı mercileri denetimine elverişli ve gerekçeli hazırlanması gerektiği- Bilirkişi raporları ile santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde ise; net gelir belirlenerek ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınarak zarar hesaplaması yapılacağı-
Bilirkişi raporlarının yargı mercileri denetimine elverişli ve gerekçeli hazırlanması olarak gerektiği- Bilirkişi raporları ile santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde ise; net gelir belirlenerek ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınarak zarar hesaplaması yapılacağı-
Davacının dava konusu yangın nedeniyle idarenin helikopter kullanımından kaynaklanan gerçek bir zararı olup olmadığı, varsa bu zararın miktarı tespit edilmesiyle tazminata karar verilmesi gerektiği-
Davacıya ait kimlik bilgileri ile kredi kartı çıkarılıp kullanıldığı ve daha sonra ödenmediği için davacı üzerine borç kaldığı, kredi notunun düşürüldüğü tespit edildiği ve bu şekilde kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu anlaşıldığından davacı lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Ödeme ya da ibra borcu sona erdiren işlemlerden olduğundan, hüküm kesinleşinceye kadar taraflarca her zaman ileri sürülebileceği- İhbar olunan A.Ş.'nin sunduğu belgeye göre, karar tarihinden sonra ihbar olunan AŞ ile davacı taraf arasında mutabakatname-ibraname düzenlendiği, anlaşma mukabilinde ödeme yapıldığı anlaşıldığından, bunun davaya ve müşterek müteselsil borçlu konumundaki davalılar yönünden etkisinin değerlendirilmesi gerektiği-
Ek raporun dava dosyasına sunulan ve başka bir mahkemenin dava dosyasında alınan bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerinden yararlanılarak hazırlandığından, yetersiz ve denetlemeye elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilemeyeceği-
Asıl davanın kesinleşmesinden sonra, o davaya ilişkin yargılama giderleri ayrı bir dava konusu yapılamayacağı- Davacının kendi vekili ile yaptığı ve sadece akdeden tarafları bağlayan nitelikteki ücret sözleşmesi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelden, eldeki tazminat davasında davalının sorumlu tutulmasının hatalı olduğu- Ceza mahkemesince davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olup, avukatlık ücretine dair maddi tazminat isteminin reddi gerektiği-
Davacının, davalı Belediye görevlilerinin yasaya aykırı şekilde imar durumu ve inşaat ruhsatı verdiğini, belirtilen idari işlemlerin mevzuata aykırılıklar nedeniyle idare mahkemesi tarafından iptal edildiğini, bu nedenle de imara aykırı hale gelen binanın yıkılmak zorunda kalındığını, binası yıkılan vatandaşın oluşan zararın tazmini için İdare Mahkemesinde açmış olduğu davanın kabulü üzerine de icra takip dosyasına ödeme yapılmak zorunda kalındığını belirterek açtığı kurum zararı nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkin davada, İmar Kanununun ilgili maddelerine aykırı olarak idare adına ihdas etme kararında ve yapı ruhsatında imzaları bulunan görevliler ile anılan parsele imar durumu veren Belediye Başkanı'nın ve diğer davalıların oluşan zarardan sorumlu oldukları belirlenip rücuya esas kusur oranları da belirlendiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Haksız fiil (el atma) tarihi itibari ile eski hale getirme bedeli ile taşınmazın rayiç değeri hesaplanıp, rayiç değer üzerinden uygun miktarda indirim yapılacağı- Taşınmazın haksız eylem neticesinde değer kazanıp kazanmadığı, bilirkişi raporu ile tespit edilerek, uğranılan zarar ile elde edilen menfaat karşılaştırılıp karar verileceği-
Aynı olay nedeniyle başka bir mahkemenin dava dosyasında davalının kusur durumuna ilişkin yapılan tespitler ile iş bu dava dosyasında yapılan tespit ve belirlemelerin farklılıklar göstermesi nedeniyle,bu hususların dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerektiği-