Toplu iş sözleşmesine dayanan alacakların tahsili için "Belirsiz alacak davası" açılabileceğine-
Yıllık izin ücretinin tabi olduğu zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu- Kısmi olarak açılan davada, ıslah tarihi itibariyle, fesih tarihinin üzerinden beş yıldan fazla bir sürenin geçtiği, yıllık izin ücretinin tabi olduğu beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu görüldüğünden, ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı savunmasına değer verilmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
İşçiye ödendiği anlaşılan harcırahlar da sabit ücrete ilave edilerek ücret tespit edilmesi gerekliği- İşe iade sonrasında tekrar işe başlatılmayan işçinin tekrar işe başlatılmadığı farazi fesih tarihinde alabileceği ücretin, işçiyle aynı işi yapan "emsalişçi" ücretin araştırılarak tespit edilmesi gerektiği-Bu konuda asgari ücretle oranlama yapılarak ücret tespiti yapılmasının isabetsiz olduğu-
9. HD. 23.06.2021 T. E: 6585, K: 10651-
Prime esas kazancın tespiti istemine ilişkin davada, imzalı ücret bordroları ve banka vasıtasıyla ödenen imzasız ücret bordroları, banka kayıtları, kuruma bildirilen hizmet döküm cetvelinde yer alan prime esas kazanç miktarlarının aksi yönünde yazılı delil olmaması, tanık beyanı ve emsal ücret araştırmasının iddianın ispatında yeri, iş yeri ve kurum kayıtlarının aksi yönünde yazılı delil bulunmamasının davaya etkisi-
İşyerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini sonlandırabileceği- Davacı, kanunun kendisine verdiği yasal hakkını kullanarak iş akdine son verdiğinden, başka bir iş için görüşme yapması ve işyerinden ayrıldıktan sonra çalışmaya başlamasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceği- Davacının dava dışı şirketle iş sözleşmesini imzaladığı tarih, davalı işyerinden ayrılma iradesini açıkladığı tarihten sonra olup fesih iradesinin davacı işçi tarafından açıklandığı ve bildirilen bu sebebin kıdem tazminatına hak kazandıran hâllerden olduğunun anlaşılması karşısında, davacı işçinin feshinin hakkını kötüye kullandığından bahsedilemeyeceği-
Davacının oğlu askere gittiği dönemde, davalı yanında hukuki ve kişisel olarak bağımlı bir şekilde, iş sözleşmesine dayalı olarak, bahçıvan eşine yardım niteliğinde katkıdan ziyade, bizatihi kapıcı olarak iş görme edimini yerine getirerek çalıştığı anlaşıldığından; mahkemece taraflar arasında iş sözleşmesine dayanan ilişki olduğu kabul edilmek suretiyle, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında iş ilişkisinin gerçekleşmemiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret, ilave tediye, akdi ikramiye ve verimliliği teşvik primi alacaklarının belirsiz alacak olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının "belirsiz alacak davası" olarak eldeki "işçilik alacağı"na ilişkin davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı-
Dava konusu kıdem ve ihbar tazminatları ile asgari geçim indirimi ve yıllık izin ücreti alacaklarının belirsiz alacak olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının belirsiz alacak davası olarak eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı- Fazla çalışma ücreti alacağının, davacının haftanın altı günü ve günde sekiz saat, pazar günü ise beş saat çalıştığı kabul edilerek haftada sekiz saat olarak belirlenen fazla çalışma süresi üzerinden mi yahut haftanın altı günü ve günde sekiz saat çalıştığı kabul edilerek haftada üç saat olarak belirlenen fazla çalışma süresi üzerinden mi hesaplanması gerektiği-
Çalışma süresi ispat yükü üzerinde olan işçinin Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları gibi yazılı delillerle ya da tanık beyanı gibi takdiri delillere dayanabileceği- Ücretin, kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödeme olduğu- Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmesi gerektiği- İş sözleşmesinin taraflarının, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilecekleri- İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olmasının, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmeyeceği-