Çocuğun baba yanında kendisini mutlu ve güvende hissettiği bu nedenle velayetin babaya verilmesi gerekeceği-
Çocuğun velayetinin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararı olduğu-
Kadının çalışması, sürekli ve düzenli gelirinin bulunması halinde yoksulluk tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiği-
Boşanma veya ayrılığa karar verilirken; tarafların müşterek çocuklarının velayetinin düzenlenmesinin zorunlu olduğu, hakimin bu halde velayeti askıda bırakamayacağı-
Davacı kadının, yoksulluk nafakası talebi olduğu halde, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Davacı tanığının usulüne uygun dinleneceği ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarıca velayet düzenlemesi yapılacağı-
Velayetin düzenlenmesinde asıl olanın küçüklerin yararı olduğu, davanın kamu düzeniyle olan ilgisi ve çekişmesiz yargı işlerinden olması nedeniyle hakimin gerektiğinde tarafların gösterdikleri delillerle bağlı kalmaksızın re’sen de delil toplama yetkisine sahip olduğu-
Velayetin kaldırılması veya ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesine, yahut kaldırılan velayetin iadesine ilişkin davalardaki yetki konusunda, Türk Medeni Kanununda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki "çekişmesiz yargı ile" ilgili genel yetki kuralının uygulanması gerekeceği-
İdrak çağındaki ortak çocuğun velayeti konusunda, mahkemece görüşünün alınması, gerektiğinde uzman raporu alınıp diğer delillerle birlikte değerlendirilip, sonucuna göre velayet hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Çocuğa doğum hediyesi olarak takılan altınlar için ancak velayeten dava açılabileceği-