Davalı alacaklının ............. Ağır Ceza Mahkemesinin .............. E. sayılı dosyasında, verdiği ifadesinde, muteriz borçluyu tanımadığını, takip dayanağı bonoyla hiçbir bağlantısının olmadığını, ............ isimli üçüncü kişiye borcu olduğunu ve üçüncü kişi tarafından takibe konu bononun kendisine getirildiğini, borcunun silinmesi karşılığında senedin kendisi adına icraya konulmasının söylendiğini, teklifi kabul ettiğini beyan ettiğinin görüldüğü, davalı alacaklı, bu beyanları ile dayanak senetten kaynaklı alacağının bulunmadığını ikrar etmiş olup bu durumda senedi takibe koymakta ağır kusurunun bulunduğunun kabulü gerektiğinden, davalı alacaklının İİK'nın 170/4. maddesi uyarınca tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerekeceği-
Kadastro tespitinin kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olsa da, davanın kabulü halinde, mahkemece davayı kabul beyanına üstünlük tanımak suretiyle işlem yapılması gerektiği-
Dava hak düşürücü süreden sonra açılsa da, davalının davayı kabul beyanında bulunması halinde bu beyana değer verilmesi gerektiği-
Dava hak düşürücü süreden sonra açılsa da, davalının davayı kabul beyanında bulunması halinde bu beyana değer verilmesi gerektiği-
Davayı kabul etme yetkisinin ancak kendisine karşı dava açılmış olan kişiye yani davalıya ait olduğu- Dava ehliyeti olmayan davalıya karşı veya onun tarafından yapılan usul işlemlerinin geçersiz olduğu, ancak kanuni temsilcinin davalıya karşı veya onun tarafından yapılan işlemlere icazet verebileceği, davaya kabul beyanının aynı zamanda vesayet makamının iznini gerektireceği- İlk derece mahkemesi kararının, bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nin 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi istemi, HMK'nun 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava olmadığına göre, ihalenin feshi davalarında davayı kabul mümkün olup, kabulün sonuç doğurması için, borçlu tarafından yapılan şikayette hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı kabul etmesi gerekeceği- Yerel mahkemece verilen ihalenin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istemin reddine dair kararın borçlu tarafından istinaf edilmesinden sonra, aynı zamanda ihale alıcısı olan alacaklının, vekili aracılığı ile, mahkemeye sunduğu, e-imzalı dilekçe ile “şikâyeti kabul beyanımız gereği ihalenin feshine karar verilmesini” talep ederek kabul beyanında bulunduğunun görüldüğü, o halde, bölge adliye mahkemesince alacaklı-ihale alıcısı vekilinin vekaletnamesinde davayı kabul yetkisi bulunup bulunmadığı da incelenmek suretiyle ............. tarihli kabul beyanı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekeceği-
Alacaklı vekilinin vekaletnamesinde davayı kabul yetkisinin bulunduğu gözetilerek ihale alıcısı olarak alacağa mahsuben satın aldığı taşınmazlar yönünden kabul beyanı değerlendirilerek ihalenin feshine ilişkin karar verilmesi gerektiği-
Temliken tescil taleplerinin dava tarihi itibarıyla aynı mahkemenin başka bir dosyasında ileri sürülmüş olması nedeniyle derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği- "Büyük ölçüde anlaşma sağlandı, burada hazır olmayan 3 kişi ile de gelecek celseye kadar anlaşma hususunda süre verilmesini talep ediyoruz" şeklindeki beyanını davayı kabul beyanı olarak değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalının ............. tarihli dilekçedeki davanın kabulüne ilişkin beyanının, davaya son veren taraf işlemi olduğu ve HMK'nın 311. maddesi gözetildiğinde kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağı-
Uyuşmazlık konusu taşınmazın tarla niteliğiyle kadastro tespitinin kesinleşme tarihiyle davanın açıldığı tarih gözetildiğinde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.fıkrasında yer alan on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, mahkemenin bu yöne ilişkin görüşü biçimsel olarak doğru olsa da, tarafların kabul beyanları nazara alındığında, malik ...’in davalı gösterilen tüm mirasçılarının usulüne uygun kabul beyanı bulunup bulunmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, açıklanan nedenle, tüm mirasçıların kabul beyanları olup olmadığı yeterince araştırılmadan, var ise (hepsinin kabulü halinde) kabul beyanlarına üstünlük tanınmak suretiyle dosya kapsamında uygun bir karar verilmesi gerekirken doğrudan hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı- Mahkemece, dayanılan hukuki sebeplerden haricen satın alma ve zilyetlik hukuki nedenine yönelik davanın reddine karar verilmesine rağmen (terditli) temliken tescil talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor