Mahkemece herhangi bir imza incelemesi yapılmaksızın sonuca gidildiği, alacaklının inkar tazminatı ve para cezasıyla sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, HMK'nun 266.maddesi gereğince dayanak senetteki rakamla gösterilen kısmı ile bedel yazan kısmında tahrifat yapılıp yapılmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Senedi ciro yoluyla iktisap eden alacaklının, senetteki imzanın keşidecinin eli ürünü olup olmadığını bilebilecek konumda olmadığı ve borçlu tarafından, alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu da kanıtlanamadığına göre, mahkemece, alacaklının tazminat ve para cezasından sorumlu tutulması isabetsiz olup kararın belirtilen nedenle bozulmasının gerekeceği-
Senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin, senedi elinde bulundurup takibe girişen ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya düştüğü-
Takip dayanağı senetlerdeki imzanın borçluya ait olmadığı kesinleşen menfi tespit davası ile kesin hükme bağlanmış olduğundan bahisle mahkemece itirazın kabulüne karar verileceği-
Borçlunun itirazı üzerine, mahkemece %20 oranında teminat yatırılması halinde takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmesine rağmen, dosya kapsamından, belirtilen teminatın yatırıldığına ve takibin durdurulduğuna ilişkin bir kayda rastlanmadığı, takip geçici olarak durdurulmadığından mahkemece, borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilemeyeceği-
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, mahkemece borçlunun imzaya itirazının kabulü halinde takibin "durdurulması" yerine "iptaline" karar verilmesi isabetsiz ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
İmzaya itirazın kabulü halinde İİK'nun 170/3. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verileceği-
Borçlu vekilinin mazereti kabul edildiğine göre, yeni bir duruşma günü verilip duruşma gününün borçlu vekiline bildirilmesi gerekirken, yokluğunda yargılamaya devam edilerek, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
İmzaların istiklali ilkesi gereği aval verenin kendi imzası nedeni ile sorumlu olduğu, takip dayanağı bonolar üzerinde şeklen lehtarın cirosunun bulunduğu görülmekte olup, senedi lehtarın cirosu ile elinde bulunduran alacaklı yetkili hamil olduğundan, mahkemece, muteriz avalist borçlunun itirazının reddi gerekeceği-