Mirası reddeden borçlunun miras payının, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi yasal mirasçılarına geçeceği- Mahkemece, borçlunun mirası reddinden sonra, borçlunun miras payının, şikayetçi kardeşine intikal edip etmeyeceği, yani, şikayetçinin, konulan haczin kaldırılmasına yönelik şikayette bulunmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının tespiti gerektiği-
Mirası reddeden mirasçıların, murisin borcundan sorumlu tutulamayacakları-
Çekişmeli taşınmazların davalıya teminat amaçlı temlik edildiği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteği ile açılan davada, davacının temyizden sonra ölümü üzerine yasal mirasçılarının mirasın reddi ile ilgili açtıkları davaların sonuçlarının beklenilmesi, mirasın reddi istemine ilişkin kararların kesinleşmesi halinde TMK.nun 611. madde hükmü gereğince diğer hak sahiplerinin tespiti ile onların da mirası kabul veya reddetmesi durumuna göre davanın değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tazminat davası sırasında vefat eden davalının mirasını reddeden mirasçıları hakkındaki davanın pasif husumet nedeni ile reddi gerektiği-
Mahkemece, öncelikle dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, borçlunun mirasının yasal mirasçıları tarafından reddedilip edilmediğinin araştırılması ve bu suretle, mirasçının miras yoluyla kendisine intikal eden taşınmazlardaki borçlunun hisseleri üzerine konulan haczin kaldırılmasına yönelik şikayetinde hukuki yararının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, şikayetçinin hukuki yararının bulunduğunun saptanması halinde ise, işin esasının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçeceği (TMK. mad. 611/1) düzenlenmiş olduğundan, mahkemece mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerektiği- Verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de, "mirası reddin hukuki sonuçlarının" düzenlenen mirasçılık belgesine yansıyacak şekilde gösterilmemiş olmasının hatalı olduğu-
En yakın yasal mirasçıların, mirasbırakanın ölümünde doğrudan doğruya mirasçılık sıfatını kazanan mirasçılar olduğu- Eş ve çocukların tamamının mirası reddetmeleri halinde murisin anne, babası ve kardeşlerinin yasanın aradığı anlamda en yakın mirasçılardan kabul edilemeyeceği-En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği-
Mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerektiği-  Mirası reddeden mirasçı, muristen önce ölmüş gibi değerlendirileceğinden, ona ait miras payın çocuklarına geçmiş olacağı-
Mirası reddedenin altsoyunun mirasın açıldığı tarihte sağ ve mirasçılığa ehil olduğu anlaşıldığından mirası reddeden mirasçının, miras payının altsoyuna geçtiğinden yeni mirasçılık belgesi düzenlenmesi gerektiği-
Murisin en yakın mirasçılarının tamamı tarafından miras reddedilmiş ise, terekesinin sulh hukuk mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi, tasfiye sonunda arta kalan değerler olursa mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilmesi gerektiği- Ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkin davada, murisin terekesi yönünden tasfiye memurluğuna husumet yöneltilmesi, göstereceği delil varsa toplanması, bu mirasçı yönünden elde edilecek miktarın tasfiye halindeki terekeye gelir kaydedilmesi gerekirken yasal bir sebep olmadığı halde Maliye Hazinesi'nin paydaş kabul edilmesinin hatalı olduğu- Maliye Hazinesine husumet yöneltilebilmesi için murisin mirasçı bırakmadan ölmesi, son mirasçının Hazine olması gerektiği-