Alman makamlarınca Türk Mahkemesine haber vermeden, önceden yapılan velayet düzenlenmesini yok sayarak, küçüklerin velayetini anneye vermesinin sözleşmeye uygun bir davranış olarak kabul edilemeyeceği–
Şahsi ilişkinin başlangıç ve bitiş tarihleri ile saatlerinin gösterilmemesinin infazda güçlük yaratacağı-
Kişisel ilişki kurulurken analık, babalık duygularından önce çocukların yararının dikkate alınmasının gerekeceği–
Çocuk ve kadın için takdir edilen nafakanın dava tarihinden kararın kesinleşme tarihine kadar tedbir, çocuk için bu tarihten itibaren hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olacağı–
Gerek ananın ve gerek babanın zeka özürlü çocuklarının velayetini üzerlerine almaktan ısrarla kaçınmaları durumunda; yürürlükteki mevzuat hükümleri de gözetilerek uygun bir karar oluşturmak gerekeceği–
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 6. maddesi uyarınca müşterek çocuklar dinlenmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde velayet düzenlemesi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı–
Reşit olan çocuklar adına annelerinin iştirak nafakası isteyemeyeceği, şart- ları var ise reşit çocuğun yardım nafakası talebinde bulunabileceği–
Çocuğun baba yanında kalmasının, bedeni, fikri ve ruhi gelişimine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı hiçbir delil bulunmadığı gibi, çocuğu alıştığı ortamdan ayırmak da onu olumsuz yönde etkileyeceğinden, velayetin babaya verilmesi gerekeceği–