Her ne kadar şikayetçi tarafından 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de; şikayet dilekçesinde 89/3 haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük iddiası bulunmadığı görülmekle, şikayetçi 3. kişiye 3. haciz ihbarnamesi 15.02.2021 tarihinde tebliğ edildiğinden, şikayete konu 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine de en geç bu tarihte muttali olunduğunun kabulü gerekeceği-
Şikayete konu takip dosyasında şikayetçi borçlunun satış ilanı tebligatına ilişkin mazbata üzerindeki tebliğ tarihi olan 14.10.2021 tarihinden çok sonra UYAP vatandaş portalından takip dosyasına erişim sağladığı ve anılan tebliğ mazbatasının dosyaya dönen ve UYAP sistemine taranan parçasının UYAP evrak işlem kütüğü bilgilerine göre 21.11.2021 tarih ve 13:24'te " yine şikayete konu ihaleye yönelik hazırlanan 06.10.2021 tarihli satış ilanının UYAP evrak işlem kütüğü bilgilerinde 20.11.2021 tarih ve 12:24'de, "aynı ihaleye ilişkin 06.10.2021 tarihli satış kararının UYAP evrak işlem kütüğü bilgilerinde ise 09.11.2022 tarih ve 12:02'de "doküman okuma" olarak kayıtlarının bulunduğu görüldüğünden, şikayetçi borçlunun UYAP sisteminden doküman okuma şeklindeki öğrenme tarihinin ihale tarihi olan 18.11.2021 tarihinden sonra olduğunun kabulü gerekeceği, borçlunun satıştan ihale tarihinden önce haberdar olduğu yönündeki bölge adliye mahkemesinin gerekçesinin bu nedenle doğru olmadığı-
Muhatabın dışarıya gittiği belirtilmek suretiyle tebligat yapılmış ise de, muhatabın dışarıda olması adresten geçici ayrılma sayılmayacağı gibi tebliğ memurunun, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeksizin yaptığı ve haber verilen komşunun ismi alınmadan yapılan tebligatın bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu- Borçlunun ......................... adresine gönderilen satış ilanı tebligatının ise “ adreste kimse bulunamaması üzerine en yakın komşu kapıcı yönetici soruldu karşı komşu çarşıya gittiğini beyan etmesi üzerine........2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı. En yakın karşı komşu...haber verildi.” şerhi ile tebliğ edildiği ancak muhatabın nerede olduğuna dair bilgi alınan kişinin adının yazılmadığı açık olduğundan usulsüz olduğu- Borçluya gönderilen her iki satış ilanı tebliği de usulsüz olup borçlunun ihaleden daha önceden haberdar olduğuna dair bir bilgi de bulunmadığından, şikayetin sürede olduğunun kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi borçluya usulsüz dahi olsa 89/1-2-3 haciz ihbarnamelerinin sırasıyla 21.12.2020, 22.01.2021, 10.02.2021 tarihlerinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde, tebligatları E-Devletten icra dosyasını incelediğinde öğrendiğini ileri sürdüğü, Uyap sisteminden yapılmış olan incelemede; borçlu .............'in vatandaş portaldan haciz ihbarnamesi tebligatlarını 17.03.2021 tarihinde okuduğu görülmüş olup, buna göre borçlunun 05.04.2021 tarihinde icra mahkemesine yapmış olduğu başvurunun yasal yedi günlük süreden sonra olduğu-
İcra mahkemelerinin takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları basit usulde yargılama yaparak çözmesi gerektiği, ceza dosyalarındaki delillerle bağlı olmadıkları, takip dayanağı senede ilişkin ceza ve hukuk mahkemelerinde açılan davaların icra mahkemesince bekletici mesele yapılamayacağı- "Somut olayda yazıda sahtelik rapor ile ispatlandığı için alacağın tahsilinin yargılamaya muhtaç hale geldiği ve bu durumda dava açarak ilam almakla yükümlü olanın borçlu değil alacaklı olduğu,  Adli Tıp Raporu ile takibe konu evrakın bono niteliğinde olmadığı ispatlandığından İİK. 170/a-2 maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiği" şeklindeki karşı görüşün ise kabul edilmediği-
Borçlu şirket tarafından ödeme emri tebliğ evrakının usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüşse de borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan adresine iki farklı tebligat çıktığı ve her iki tebligatın taşındı şerhi ile iade edilmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat çıkartılmasının hukuka uygun olduğu- Genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde borca ve yetkiye itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerekli olup icra mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmayacağı, mahkemece bu konuda itirazın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı ise de istinaf edenin sıfatı dikkate alınarak bu durum kararın kaldırılması sebebi olarak değerlendirilemeyeceği, yine hacizlerin kaldırılması talebi hakkında da dosya durumu dikkate alınarak müdürlükçe karar verileceğinden mahkemece bu konuda verilen kararın isabetli olduğu-
Gecikmiş itirazdan bahsedebilmek için ödeme emri tebliğ evrakının usulüne uygun tebliğ edilmesi gerektiği- Davacı borçlunun iş yeri adresine çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakının, muhatabın geçici olarak çarşıda olması nedeniyle muhatapla aynı konutta oturan görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan daimi işçisi ............ imzasına tebliğ edildiği, tebligatı olan borçlunun işçisi olmasına rağmen tebliğ evrakında konut diye bahsedilmesi sebebiyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu, Tebligat Kanununun 32. maddesine göre tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağından, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
SGK müzekkere cevabı ve kolluk araştırma raporlarında ..............'nun borçlu şirkette değil, dava dışı ............. İnşaat bünyesinde çalıştığının anlaşıldığı, Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesine göre borçluya çıkarılan tebligatı alan ............'nun tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş birisi olup olmadığının, tebligat parçasında ...........'nun işçi, memur veya amir sıfatlarından hangisine sahip olduğunun, tüzel kişi yetkilisinden sonra gelen kimse olup olmadığının anlaşılamadığı, tebligatın bu haliyle usulsüz olduğu-
Mahkemece yaptırılan kolluk araştırmasına göre şikayetçinin tebliğ adresinde ikamet etmediğinin, ............................... adresinde ikamet ettiğinin tespit edildiği, mahkemeye sunulan .................. tarihli vekaletnamede adresinin aynı adres olduğu, UYAP ortamından alınan adres bilgisinden, borçlunun adresinin 19.11.2020 tarihinden itibaren aynı adres olarak göründüğü, geçmiş adres sorgulamasında da tebliğ adresinde hiç oturmadığı anlaşılmakla bu hali ile borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü gerektiği- Tebliğ adresindeki taşınmazın mülkiyetinin borçluya ait olması veya adına abonelik bulunmasının borçlunun o adreste ikamet ettiği sonucuna varılması için yeterli olmadığı-
Takip talebinde borçlunun adresinin mernis adresi ile aynı olduğu, mernis adresine çıkartılan tebligatın muhatabın o anda adreste bulunmaması, çarşıda olması sebebiyle muhatap yerine muhatap ile birlikte aynı çatı altında beraber ve sürekli oturduğunu beyan eden tebellüğe ehil babası ......... adına tebliğ edildiği, tebligatta tebliğ tarihinin ve tebliğ eden memurun adının yazılı olmadığı, kaşede 04.02.2019 tarihinin yer aldığı, Tebligat Kanunu 39 uncu maddeye göre, bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamayacağı, borçlu adına ödeme emri tebligatı icra takibinde borçlu olan babasına yapılmış olduğundan yapılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu 39 uncu maddeye göre usulüne aykırı olduğu, 18.04.2019 tarihli hacizde borçlunun hazır olduğu belirtilmiş ise de borçlunun adının yazmadığı, haciz tutanağında imzasının bulunmadığı, bu nedenle bu tarihin ıttıla tarihi olarak değerlendirilemeyeceği, borçlunun çalıştığı ............ adına maaş haciz müzekkeresinin 19.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, .................. tarafından müzekkereye verilen cevapta personel ............nın maaşından iki farklı icra dosyasından maaş haczi nedeniyle yapılan ödemelerin ardından şikayete konu icra dosyasının maaş haczi sırasına alındığı belirtildiğinden, borçlunun maaşından dava konusu icra dosyasından herhangi bir kesintinin yapılmadığı, bu tarihin de ıttıla tarihi olarak değerlendirilemeyeceği-