Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekeceği, miras bırakanın Türk Medeni Kanunu'nun 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediğinin bulunan bu rakam üzerinden hesaplanacağı, tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığının objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmesi gerekeceği, zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemeyeceği- Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde Medeni Kanun'un 564. maddesindeki tercih hakkının gündeme geleceği, o zaman davalıdan tercihi sorulmak, sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, mirasın açıldığı gündeki değerleri, o günden karar gününe kadar geçen süre içindeki toptan eşya fiyat endeksleri ile, bu süre içinde oluşan nitelik ve imar değişikliği gibi fiyata etkili özel unsurlar ve hakkaniyet kuralları dikkate alınıp, değerin hakim tarafından belirlenmesi ve davalıya fazla verilen bölümün değerinin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 506. maddedeki tercih hakkının gündeme geleceği, böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan, davalının tercihinin kullanmasının söz konusu olamayacağı, daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmayacağı-
Davacı tarafından talep edilmeyen muhtesatın; tereke hesabına dâhil edilerek, tasarruf nisabı ve saklı pay hesaplamasının doğru olmayacağı-
Her bir kayıt maliki davalı aleyhine dava kabul edildiğinde, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden, çekişmeye konu edilen davacıların miras payları dikkate alınarak harç ve vekalet ücretinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Gayrimenkulün aynına ilişkin davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde çözüme kavuşturulması gerekeceği, davanın birden çok ve değişik yerlerde bulunan gayrimenkullere yönelik olması durumunda, davacının bunlardan birini tercih hakkına sahip olacağı, bu hususun re’sen de gözetilmesi gerekeceği, bu nedenle mahkemenin yetkisizlik kararı yerinde olmayıp, davayı esastan inceleyip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
1.1.2002 tarihinden sonra altsoyun saklı payı miras payının yarısı olduğu-
Murisin miraçılarının saklı pay sahibi olup olmadıklarının tesbiti ve değişmez tenkis oranının belirlenmesi hususlarının özel veya teknik bir bilgi gerektirmeyeceği ve bu hususların hakim tarafından çözümlenmesi gerekeceği–
Miras bırakanın vasiyetnamesinde «...çocuksuz öldüğüm farzedilerek...» demiş olması halinde, mirasının paylaşılma şekli–
Tenkis davalarında öncelikle terekenin (temlik içi-temlik dışı) mahkemece re’sen araştırılıp murisin ölüm tarihi itibarıyla değerinin tespiti ile sabit tenkis oranın hesaplanıp ihlal edilen mahfuz hissenin belirlenmesi gerekeceği, tasarrufa konu taşınmazlar ayrı ayrı sabit tenkis oranına bölünebiliyor ise, bu kısımların bağımsız bölümler halinde taraflar adına tesciline, sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenip, bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpılmasından bulunacak nakdin ödetilmesine karar gerekeceği-
Eşin saklı payının da kamu yararına temliklerde indirilmesi gerekeceği–