Dava dosya konusu olan ............. ada ............. parselin 10.04.2015 tarihinde imar uygulaması ile ........ ve ......... adına tescil edildiği, daha sonra 20.05.2015 tarihinde trampa+birleştirme işlemi ile davalı .............. adına tescil edildiği ve 23.03.2018 tarihinde kat irtifakı kurulduğu ve 30 adet bağımsız bölümün dava dışı .......... Ltd. Şti. ile davalı .......... adına tescil edildiği, bir kısım kat irtifakı tapusunun el değiştirdiği anlaşıldığından, mahkemece davacı tarafa HMK'nın 125/1-a-b bentlerindeki yetkilerini kullanmak üzere süre verilip, kullanılacak yetkiye göre taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı- Mahkemece yapılacak işin; hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacıdan asıl davada taleplerinin ne olduğu, hangi sözleşmelerin feshinin talep edildiği sorularak sözleşme konusu taşınmazların kök tapuların ilk tesis tarihinden yapılan tüm işlemleri kapsayacak şekilde ekleri de getirtilerek gerekirse konusunda uzman bilirkişiden rapor da alınarak dava konusu taşınmazların imar öncesi ve sonraki durumu ve maliklerinin kim olduğu, sözleşmelerin yapıldığı tarihteki ve son hali ile maliklerin kim olduğunun tespit edilmesi, tespit edildikten sonra taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı belirlenerek sağlanmadı ise taraf teşkili sağlandıktan sonra öncelikle sözleşmelerin geçerli olup olmadığı, geçersiz ise geçersizliğinin tespitine karar verilmesi ve birleşen dosyalar yönünden ise yine konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak imar uygulaması kapsamında belediyeye DOP payından fazla hisse verilip verilmediğinin tespiti ile verildi ise tapu iptal tescile karar verilmesi, verilmedi ise belediyeye yönelik davanın reddine karar verilmesi, davalı G.Tosun yönünden ise hisselerin ne şekilde elde edildiği ve davacının belirttiği şekilde muvazaanın dosya kapsamında ispatlanıp ispatlanamadığı değerlendirilerek karar verilmesi, yine birleşen dosya konusu 2415 ada 13 parselin kök parsellerin imar uygulaması sonucunda oluşup oluşmadığı, oluştu ve muvazaa ile geçti ise artık kat itrifakına geçilip 3. kişilerin de tapuda malik görünmesi nedeni ile davacı tarafa HMK'nın 125/1-a-b bentlerindeki yetkilerini kullanmak üzere süre verilip, kullanılacak yetkiye göre taraf teşkili sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi, sözleşmeler geçerli ise sözleşmedeki süreden sonra sözleşme feshedilmeyerek kira tazminatı alınmasının sözleşmedeki kesin vadeden vazgeçme anlamına gelmeyeceği de dikkate alınarak asıl dosya davalısının sözleşme sürelerinde davacıların kusurlu olduğu iddiasının araştırılarak davacılardan kaynaklı verilmesi gereken süre var ise tespiti ile sözleşmedeki bitiş tarihinin belirlenerek taraf teşkilleri sağlandıktan sonra asıl ve birleşen davalarda sonucuna göre karar verilmesinden ibaret olduğu- Eksik inceleme ile davacının talebi açıklattırılmadan, taraf teşkili sağlanmadan ve sözleşmelerde belirlenen sürenin geçip geçmediği araştırılmadan ve hatalı değerlendirme ile davacıların, işin vadesi olarak ileri sürülen tarihten sonra derhal fesih hakkı kullanılmayıp yükleniciden aylık dönemler halinde kira tazminatı alınarak kesin vadeden vazgeçmiş sayılmalarına karar verilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davacı, davalı yüklenici ile aralarında adi şekilde düzenlenen harici satış sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş ise de; taraflar arasında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 40. vd. maddeleri kapsamında ön ödemeli konut satış sözleşmesi bulunmadığı, yemin de dahil dosyadaki tüm delillerle, davacı alıcının dava açıldığı tarihte tüm borçlarını eda etmediği, davalı yüklenici satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasını sağlamadığı, bu durumda yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasında, 30.09.1988 tarihli ve 1987/2, 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi hükümlerinin uygulama imkanının bulunmadığı, bu karar ve hükümlerin genellikle mağdur durumda bulunan yükleniciden kişisel hakkı temlik alan kişileri korumaya yönelik olduğu, somut olayda ise, hiç bir yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının sözleşmede öngörülen bedeli depo etmek suretiyle, taşınmazın mülkiyetini talep ettiği, bu halde davalı yüklenicinin mağdur olacağı ve sözü edilen Yargıtay İBBGK kararı ile Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi hükümlerine aykırı sonuç doğacağı anlaşılmakla davanın reddine, karar kesinleştiğinde davalı ............. Sağlık Eğitim İnşaat Turizm Danışmanlık San. Tic. Anonim Şirketi adına depo edilen toplam 125.000,00 TL'nin faizleriyle birlikte davacıya iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının malik olduğu bina kentsel dönüşüm kapsamında yıkılarak yeni bina yapılması konusunda 1.2.2013 tarihli 6306 sayılı Kanun kapsamında taraflar arasında düzenlenen protokol 7.1,7.2 ve 7.3 maddeleri kapsamında yapılan düzenlemeler itibariyle paylaşım şeklinin düzenlendiği ve davacının kabul ettiği, noter huzurunda kur'a çekimi olacağı, dairelerin şerefiye bedellerinin belirlenmesi, teslim öncesi şerefiye bedellerin ödenmesi hususlarının da düzenlendiği, belediye kayıtları itibariyle davacıya vaat edilen miktar itibariyle daire verildiği görüldüğü, davalı tarafından yapılan bina itibariyle taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında 4 adet 1+1 ve 9 adet 2+1 daire verilmiş olduğu, davacının noter tarafından yapılan kur'a çekimlerine yönelik itirazlarının bulunmaması, verilen dairelerin davacı ile imzalanan protokol itibariyle uygun olduğu anlaşıldığından, davacının haksız kur'a yönelik davacının ispatlanamadığı, kur'a protokole uygun olduğu anlaşıldığından davacının kira ve diğer zararlar itibariyle zararının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı her ne kadar davalı ile dava dışı şirket arasındaki taşeronluk sözleşmesinin tarafı değil ise de, davalı şirketin; davacı ile dava konusu sözleşmeyi imzalayan dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu iddiasına rağmen mahkemece bu iddianın araştırılmadığı, o halde mahkemece bu iki şirket arasında para akışının bulunup bulunmadığı, şirket ortaklarının aynı kişilerden oluşup oluşmadığı, her iki şirketin merkezinin bulunduğu binanın kime ait olduğu, iki şirketin aynı iş kolunda olup olmadığı, işbu şirketlerin ticaret sicil kayıtları incelenip, davacı yönünden perdenin aralanması koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında değerlendirme yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Daha önce Dairemizce denetimden geçmiş benzer nitelikteki dosyalarda, ...................... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ............ sayılı ilamıyla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine karar verilmesine rağmen dava dışı yüklenicinin inşaatın yapımına devam ettiği, fesihten sonra da arsa maliki davacı tarafından dava dışı yükleniciye bağımsız bölüm devrinin yapıldığı, feshin muvazaalı olduğu iddia edildiğinden, anılan iddialar araştırılarak davacı arsa maliki ile dava dışı yüklenici arasında kesinleşen fesih kararına rağmen sözleşme ilişkisinin ve işin yapımının fiilen devam edip etmediği, inşaatın dava dışı yüklenici ................. tarafından tamamlanıp tamamlanmadığı hususları incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşme kapsamındaki işlerin bedeli Euro olarak belirtilmiş ise de, davacı tarafça TBK'nın 99.maddesi gereğince seçimlik hakkını TL olarak kullanıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenen akdi faizin döviz cinsinden ödenecek alacaklara ilişkin olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yüklenici tarafından 3 aylık süresi içinde yapı ruhsatı için başvurulduğu ve ruhsattan itibaren 18 ay içinde inşaat yapıldığından inşaat tesliminde gecikmeden bahsedilemez ise de keşif ve bilirkişi marifetiyle alınan raporlarda, dükkanın zemin tabanına fleks döşemesi nedeniyle 7.540,00 TL, yangın merdiveni için 1.500.00 TL, kartonpiyer bağlantılardaki hatalar nedeniyle 2.750,00 TL eksik işler bulunduğunun belirlendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinde, dükkan zeminlerinin ligh fleks döşenmesi şartı konulduğu, yangın merdiven ve kapısının yangın mevzuatı gereği yapılmasının zorunlu bulunduğundan sözleşmede bulunmasa da davacı yüklenici tarafından yapılması gerektiği, bilirkişi raporunda belirlendiği şekilde kartonpiyer bağlantılardaki hatalardan kaynaklanan tamir tadilat bedeli yüklenicinin borçlarından olduğu, davacı tarafından depo edilen eksik işler bedeli karşılığında tescil şartlarının oluştuğu, davacı vekilinin, davalının çektiği ihtarnamede eksik işler olmadığı yönünde ikrarı olduğunu istinaf konusu etmiş ise de ihtarname içeriğinde açıkça bir ibra olmadığı gibi, ibraname şartı yerine getirilmediğinden geçerliliğinden de bahsedilemeyeceği, eksik işler yerine gelmeden arsa sahibinin davaya karşı koymakta haklı olduğu ve dava açılmasına yüklenici sebep olduğundan yargılama masraflarından davacı sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiğinden mahkemenin bu gerekçeye uygun kararın yasaya uygun ise de dava kabul ile sonuçlanması nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi isabetsiz bulunduğundan kararın bu yönü ile düzeltilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekeceği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi-
Davacı ile davalı arsa sahibi arasında düzenlenen sözleşmenin 3. maddesinde, “Sözleşme yapıldıktan sonra haksız olarak sözleşmeden vazgeçen taraf diğer tarafa bir normal kattaki bir dairenin emsal satış bedeli tutarındaki cezayı şart ödemeyi kabul etmiştir” düzenlemesine yer verildiği, mahkemece hükmüne uyulan ve Yargıtay 15. (Kapatılan) Hukuk Dairesinin 26.06.2019 tarih, 2018/4843 Esas, 2019/2993 Karar sayılı bozma ilamında ise, “mahkeme kararının gerekçesinde, davacı yüklenicinin arsanın boş olarak teslim edilmemesi, etüt projelerinin gerekçesiz olarak reddedilmiş olması ve dava konusu binayı teslim etmeye yanaşmamış olması sebepleriyle akdin ifasının imkânsız hale geldiği iddialarının yerinde görülmediği, davacı tarafça mahkemenin bu gerekçesine karşı temyiz isteminde bulunulmadığı, bu durumda mahkemece, davacının akdin kendisinin kusuru olmaksızın ifasının imkânsız hale geldiği iddiası kanıtlanamadığı” denilmiş olup, davacı yüklenicinin de sözleşmenin ifa edilememesinde kusurlu olduğu hususunun kesinleştiği, bu değerlendirmeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacı yüklenici sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyerek kusurlu olduğundan, birleşen dava kapsamında zarar ve cezai şart talebinde bulunamayacağı, her ne kadar ödediği bedelin iadesini talep etme hakkı var ise de, sözü edilen talebini birleşen dava kapsamında harçlandırmadığından talep edemeyeceği gözetilerek mahkemece birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı şirket tarafından davacıya gönderilen ............... Noterliği'nin ............. tarihli ............. yevmiye no.lu ihtarnamesinde, davacı tarafından gönderilen faturaların yapılan işlerle uyumlu olmadığı, fahiş ve haksız olduğu, haksız kazanç sağlayıcı nitelikte olduğu belirtilmekle, ................ tarafından imzalanan "teklifiniz kabul edilmiştir" denilerek imzalanan ve sözleşme haline gelen belge nedeniyle .................'ın şirketi temsile yetkili olduğunun davalı şirketçe kabul edildiği, mahkemece yapılan incelemede, dosya kapsamında bulunan tespit raporu ve faturalar değerlendirilerek, davacı tarafından davalıya kesilen fatura bedellerinin davacı tarafından yapılan işler kapsamında kadri maruf olduğu tespit edilmiş olup, bu doğrultuda davanın kabulünün yerinde olduğu-